dc.description.abstract |
Modern dünyada elektrik enerjisi, gıda, barınma, sağlık gibi en temel ihtiyaçlardan birisi
haline gelmiştir. Elektrik enerjisi evlerden sanayiye tüm alanlarda ve sağlıktan ulaşıma
tüm sektörler için yaşamsal önem taşımaktadır. Bu enerjinin önemli bir kısmı hala fosil
yakıtlı konvansiyonel elektrik santralleri ile üretilmektedir. İklim değişikliğine negatif
etkileri nedeniyle söz konusu santraller yavaş yavaş kullanımdan çıkarılmaktadır.
Almanya gibi bazı gelişmiş ülkeler ileride bu santralleri tamamen kapatacaklarını
açıklamaktadırlar. Nükleer enerji konusundaki atıkların depolanması ve güvenlik
endişeleri, nükleer santrallerin yaygınlaşmasında soru işaretleri oluşturmaktadır.
Bununla birlikte, nükleer enerji sera gazları yaymadan elektrik üretimi yapabilen
önemli bir alternatiftir. Son yıllarda ise rüzgar, jeotermal, güneş, biyokütle gibi
yenilenebilir enerji kaynakları daha önemli hale gelmiştir.
Jeotermal enerji de dünya genelinde yaygın olarak kullanılan yenilenebilir
kaynaklarından biridir. Jeotermal enerjinin diğer yenilenebilir enerji çeşitlerine göre
önemli avantajları vardır. Jeotermal kaynaklardan kesintisiz, sürekli, sürdürülebilir ve
meteorolojik koşullara bağlı olmadan, güvenilir enerji elde edilebilir. Diğer yenilenebilir
kaynaklardan enerji üretimi jeotermale göre daha kısıtlı olabilmektedir.
Jeotermal santrallerde su ve hava soğutmalı sistemler soğutma işlemi için
kullanılabilmektedir. Yaygın olarak enerji üretiminde kullanılan binary tip santrallerde,
ağırlıklı olarak hava soğutmalı sistemler kullanılmaktadır. Bu nedenle bu tip jeotermal
santrallerde soğutma akışkanı olarak havanın kullanıldığı kuru soğutma sistemleri
tercih edilmektedir. Kuru soğutma sistemleri su tüketmezler. Bununla birlikte kuru
soğutma sistemlerinin uygulandığı santrallerin sıcak günlerde performansları önemli
ölçüde düşer. Bir miktar suyun kullanıldığı ıslak soğutma sistemlerinin kuru soğutma
bileşenlerine eklenmesi ile hibrit soğutma sistemleri oluşturulabilir. Hibrit soğutma
sistemleri tamamen ıslak soğutma sistemlerine göre daha az su harcarlar ve santral
performansı daha yüksektir. Bu sistemler sayesinde sıcaklığın yüksek olduğu günlerde
daha az soğutma suyu harcanarak santralin üretim kapasitesi artar.
Bu çalışmada farklı hibrit soğutma sistemi seçenekleri değerlendirilmiştir. Bu amaçla bir
analiz metodu geliştirilmiştir. Çalışmada ortaya çıkarılan metod ile jeotermal santralde
sıcak havalarda düşen performansı iyileştirmek için kullanılan sistemlerin ekonomik
analizi gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca bu sistemlerin kullandığı su miktarları da
hesaplanabilmektedir.
Çalışmada geliştirilen analiz metodunun adımları takip edilerek gerçek bir jeotermal
santralin verileri ile bilgisayar ortamında jeotermal santral ve hibrit soğutma sistem
modelleri Ebsilon Professional programında hazırlanmış, ardından matematiksel
modelleme ile analiz için kullanılan denklemler türetilmiştir. Denklemlerde iklim verileri
yerlerine konarak hesaplama yapılabilir. Çalışmada, kuru hava termometre sıcaklığı ve
bağıl nem, denklemlerde değişken olarak kullanılan iklim değerleridir. Analizin
yapılacağı bölgede bulunan yerel meteoroloji istasyonundan alınan değerler geliştirilen
denklemlerde yerlerine konularak hesaplamalar yapılabilir. Böylece çalışmada üretilen
denklemler ile farklı iklimlerde çalışan santrallerin analizlerinin yapılması imkanı
olmaktadır. Analizlerde kullanılan iklim verileri için istenilen zaman aralığı kullanılabilir.
Zaman dilimi küçüldükçe, hesaplamalardaki hata oranı azalır. Çalışmada saatlik veriler
kullanılmıştır.
Ebsilon Professional programı, ticari bir profesyonel termodinamik dizayn ve analiz
yazılımıdır. Çalışmada, jeotermal santralin referans modeli, tamamen ıslak soğutma
yapılan model, ilave kuru soğutma yapılan model ve üç farklı hibrit soğutma sistemi
modelleri kurulmuştur. Hazırlanan hibrit soğutma modelleri şunlardır: hava soğutmalı
kondenser giriş havası sıcaklığının evaporatif soğutma tekniği ile düşürüldüğü model,
ıslak ve kuru soğutma sektörlerinin entegre edildiği hibrit kulenin kullanıldığı model ve
ıslak ve kuru soğutma sistemlerinin seri olarak bağlandığı hibrit soğutma sistem modeli.
Modellerin güç üretim ve su tüketim karakteristik özellikleri bulunmuştur. Bu veriler
kullanılarak matematiksel modelleme yapılmış ve her bir model için dış ortam ve bağıl
nem değerlerine göre santralin ürettiği gücü ve harcanan su miktarının
hesaplanabildiği denklemler geliştirilmiştir. Böylece farklı iklim şartlarında hibrit
soğutma sistemlerinin gösterdiği performans ve bu sistemlerde tüketilen su
miktarlarının hesaplanabildiği matematiksel modeller literatüre kazandırılmıştır.
Hazırlanan modeller ile farklı iklimlerde bulunan santrallerin güç üretim ve su tüketim
değerleri bulunabilir. Saatlik dış ortam sıcaklık ve bağıl nem değerleri kullanılarak
hassas hesaplamalar yapılabilir. İncelenen santralin bulunduğu bölgenin su rezervleri
dikkate alınarak hibrit soğutma sistemlerinin yıl içerisinde çalıştırılacağı zaman aralıkları
belirlenebilir. Çalışmada sunulan modeller ile santral işletmecileri kendi koşullarına
göre hibrit soğutma sistemlerini kıyaslayabilir.
Bu çalışmada oluşturulan modeller kullanılarak Türkiye’de jeotermal sahaların ve
üretim santrallerinin bulunduğu üç farklı bölgenin iklim koşulları göz önüne alınarak
örnek vaka analizi gerçekleştirilmiştir. Analiz için Aydın-Köşk, Kütahya-Simav ve
Çanakkale-Ayvacık ilçeleri seçilmiştir. Örnek çalışma için faal jeotermal kuyuların
bulunduğu yerlerden seçim yapılmıştır. Bu bölgelerde hâlihazırda üretim yapan
jeotermal santraller bulunmaktadır. Ayrıca iklimleri birbirinden farklı olan bölgeler
seçilmiştir. Aydın-Köşk sıcak ve nemli bir iklime sahip iken Kütahya-Simav daha soğuk
ve kuru bir iklime sahiptir. Çanakkale-Ayvacık ise ılıman ve fazla nemli olmayan bir
iklime sahiptir. Bu ilçelerdeki Meteoroloji Müdürlüğü yerel istasyon verilerinden elde
edilen Mayıs-Eylül arası beş aylık zaman diliminin saatlik dış ortam sıcaklık ve bağıl nem
değerleri kullanılarak tüm modeller için analizler gerçekleştirilmiştir. Bütün modeller
için saatlik güç artışı ve su tüketim değerleri bulunmuş, toplam mali getiri
hesaplanmıştır. Hibrit sistemlerin beş aylık çalışma getirisinin yıllık kazanca tekâbül
ettiği varsayılmış ve her hibrit sistemin maliyeti göz önüne alınarak yatırım geri dönüş
süreleri hesaplanmıştır.
Hibrit kule sistemi kullanıldığında Köşk’te 623.651 $/yıl, Ayvacık’ta 496.829 $/yıl ve
Simav’da 498.498 $/yıl kazanç elde edildiği hesaplanmıştır. Bu değerler brüt güç
üretimi dikkate alınarak hesaplanmıştır. Santral iç ihtiyacı hesaplamaya dâhil edilip net
güç üretimine göre analiz yapılırsa Köşk’te 443.525 $/yıl, Ayvacık’ta 326.527 $/yıl ve
Simav’da 316.689 $/yıl getiri olacağı bulunmuştur. Hibrit kule çalıştırıldığında Köşk’te
317.802 ton/yıl, Ayvacık’ta 259.340 ton/yıl ve Simav’da 233.834 ton/yıl su harcandığı
gözlenmiştir. Bu değerler tamamen ıslak soğutma sisteminde harcanan suyun sırasıyla
%59,5; %51,1 ve %47,3’üdür. Bu sistemin yatırım geri dönüş süresi 12 yıldan fazla
bulunduğu için ekonomik bir seçenek olmadığı değerlendirilmiştir.
Hibrit soğutma sistemi modeli ile yapılan hesaplamalarda Köşk’te 551.595 $/yıl,
Ayvacık’ta 491.485 $/yıl ve Simav’da 510.933 $/yıl kazanç elde edildiği, bununla birlikte
sırası ile 247.101 ton/yıl, 226.506 ton/yıl ve 215.971 ton/yıl su harcandığı tespit
edilmiştir. Buna göre hibrit sistem modeli ile kullanılacak su miktarının, tamamen ıslak
soğutmalı sistemin tüketeceği su miktarının Köşk’te %46,28’i; Ayvacık’ta %44,6’sı ve
Simav’da %43,69’u olduğu bulunmuştur. Santralin ürettiği net güç değerlerine göre
yapılan analizde Köşk için 709.032 $/yıl, Ayvacık için 653.209 $/yıl ve Simav için
671.002 $/yıl kazanç hesaplanmıştır. Aynı zamanda hibrit soğutma sisteminin yatırım
geri dönüş süreleri tüm bölgeler için yaklaşık 1,5 yıl olarak hesaplanmıştır. Bu sonuç
sistemin ekonomik olarak uygun bir tercih olduğunu göstermiştir.
Evaporatif soğutma modeli ile yapılan hesaplamada Köşk’te 275.904,7 $/yıl, Ayvacık’ta
176.266,3 $/yıl ve Simav’da 170.545,2 $/yıl kazanç elde edilebileceği, bunun için sırası
ile yıllık 260.919 ton, 197.826 ton ve 168.131 ton su harcandığı gözlenmiştir. Bulunan
sonuçlar tamamen ıslak soğutma su tüketim değerlerinin %48,87’si, %38,96’sı ve
%34,01’idir. Net güç üretimine göre Köşk’te 257.389 $/yıl, Ayvacık’ta 162.953 $/yıl ve
Simav’da 155.442 $/yıl maddi getiri olduğu bulunmuştur. Evaporatif soğutma ile geri
dönüş süreleri 2 ile 3,5 yıl arasında değişmektedir. Çıkan sonuçlar evaporatif
soğutmanın yatırım yapılabilir bir sistem olduğunu ortaya koymuştur. Evaporatif
soğutma pratik manada da uygulaması en kolay ve en ucuz hibrit soğutma sistemidir.
xviii
Çıkan sonuçlar en fazla kazancın hibrit kule kullanımı ile sağlandığı, bununla beraber bu
sistemin yatırım geri dönüş süresi çok fazla olduğu için ekonomik bir tercih olmadığını
ortaya koymuştur. Hibrit soğutma sistemi ile hibrit kule seçeneğine yakın getiri elde
edilirken yatırım geri dönüş süresi 2 yıl gibi kısa bir süre olduğu bulunmuştur.
Evaporatif soğutma sistemleri ile elde edilen kazancın diğer sistemlere göre kısıtlı
kaldığı, bununla birlikte su tüketiminin daha az olduğu tespit edilmiştir. Bu sistemlerin
geri dönüş sürelerinin yatırım yapmak için mâkul sürelerde olduğu gözlenmiştir. Elde
edilen sonuçlar farklı iklim koşullarının jeotermal santrali performans ve su tüketim
değerlerini önemli ölçüde etkilediğini, bu nedenle jeotermal santral ile ilgili
hesaplamalarda santralin bulunduğu bölgenin iklim koşullarının mutlaka dikkate
alınması gerektiğini ortaya koymuştur. |
en_US |