| dc.description.abstract |
Son yıllarda, sismik yükler altında zorlanan betonarme kolonların davranışı ve belirli
bir performans hedefine göre tasarımına yönelik literatürde çok sayıda çalışma
yapılmaktadır. Bu çalışmaların büyük bir kısmı, belirli bir performans hedefine
baglı olarak tanımlanan hasar sınırı için tasarım detaylarının iyileştirilmesi ve hasar
sınır yaklaşımında uygulanan yöntemin geliştirilmesinin amaçlandıgı ve yaygın olarak
deneysel çalışmaları içermektedir. Bu tez çalışmasında, betonarme kolonların
deprem yükleri altındaki davranışı, hasar sınır durumları ve karşı gelen yerdegiştirme
kapasitelerinin deneysel olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, konsol
olarak üretilen ve sabit eksenel yük etkisindeki kolon numunesine tersinir çevrimsel
deprem yükü, yerdegiştirme kontrollü ve artan genlikli yatay olarak etki ettirildiği
bir yükleme profili ile benzeştirilerek uygulanmıştır. Deney programında 11 adet
kolon üretilmiş ve test edilmiştir. Deneysel olarak elde edilen yük-yerdegiştirme
ilişkisi, moment-egrilik ilişkisi, çeşitli hasar düzeylerindeki hasar gözlemleri, plastik
mafsal boyu ve malzeme hasar birim¸ sekildegiştirmeleri irdelenmiştir. Ayrıca
çeşitli hasar sınırları için deneysel olarak belirlenen yerdegiştirme kapasiteleri,
plastik mafsal boyu ve malzeme birim¸ sekildeğiştirme sınır değerleri, Türkiye
Bina Deprem Yönetmeligi, EUROCODE-8 ve FEMA356 yönetmeliklerinde verilen
hasar sınırı yaklaşımları ile çeşitli araştırmacılarının önerileri kullanılarak belirlenen
analitik sonuçlar karşılaştırılmış ve bagıntıların daha iyi tahminine yönelik yorumlar
yapılmıştır. Performansa dayalı tasarım, birçok uluslararası yönetmelikte yaygın
olarak kullanılmaktadır. Betonarme elemanlar Performansa Dayalı Tasarım prensibine
dayanarak hedef performans seviyesine ulaşana kadar hasara maruz kalır.
Sismik hasar indeksleri olası zararı tahmin etmek için yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu hasar indeksleri, yapısal elemanın yükleme sonrası oluşan hasar durumun
değerlendirilmesi için yapının tepki parametreleri kullanılarak tahmin edilmektedir.
Bu deneysel veriler ışığında yeni bir hasar modeli önerilerek literatürde sıkça
kullanılan hasar modelleri ile karşılaştırmıştır. |
en_US |