Özet:
XVII. yüzyılla birlikte Osmanlı İmparatorluğu'nda eğitimde başlayan modernleşme hareketi, II. Abdülhamid Dönemi'nde de sürmüş, mali sıkıntılara rağmen, siyasi erk tarafından eğitim devletin üstlenmek zorunda olduğu bir kamu hizmeti olarak algılanmıştır.II. Abdülhamid Dönemi'nde, Osmanlı eğitim sisteminin sağlam bir zemine oturtulması 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi'nin tüm maddeleri ile hayata geçirilmesi sağlanmış, dolayısıyla da alt yapının kurulması ile eğitimin yaygınlaştırılması ve devletin eğitim sistemi üzerindeki denetimi kısmen de olsa sağlanmıştır.Eğitimin işlevsel bir araç olduğunu anlayan II. Abdülhamid, eğitim kavramını iktidarını tekrar üretecek ve sağlam bir zemine oturtacak bir kurum olarak görmüştür. Bu nedenle de eğitim, resmi ideolojinin aktarımında sıklıkla başvurulan araçlardan biri haline getirilmiştir.II. Abdülhamid'in tahta çıkışında Osmanlı İmparatorluğu'nda, 4 yüksekokul, 4 darülmuallimin, 253 rüşdiye, 18.490 sıbyan mektebi ve 1 özel okul bulunmaktaydı. II. Abdülhamid Dönemi'nin sonlarına doğru ülkedeki okul sayısı, 619 rüşdiye, 109 idadi, 32 darülmuallimin, 5000 civarında ibtidai mektebine ulaşmıştır.II. Abdülhamid Dönemi'nde diğer eğitim kurumları gibi askeri rüşdiyelere de önem verilmiş, İstanbul'dan Manastır ve Suriye'ye kadar uzanan bir coğrafyada, toplam yirmi sekiz adet askeri rüşdiye eğitim sistemi içerisine dahil edilmiştir. Bu okullarda dönemi için çağdaş ve modern sayılabilecek eğitim sistemi ve eğitim materyalleri uygulanmıştır. Ancak iddialı bir eğitimde modernleşme hamlesine imza atan Abdülhamid'in, idadi mimarisinin aksine bir askeri rüşdiye mimarisi tipolojisini, XIX. yüzyıl okul mimarisi repertuarında içerisinde kurgulayamadığı, eğitim tarihçemizde askeri rüşdiyelerin mimarileri ile değil de uyguladıkları eğitim modelleri ile varlık gösterdikleri burada gözden kaçırılmamalıdır.