Abstract:
Bu çalışma, Erken Cumhuriyet dönemi İstanbul'unun planlanma aşamalarını belirli bir zaman aralığında incelemek ve İstanbul'un kentsel değişiminin arka planını anlamaya çalışmak amacını taşımaktadır. Bu doğrultuda, İstanbul'un kentsel değişim ve dönüşümünün bürokratik eylem dökümlerinden ibaret olmadığı, tekil değil, farklı değişim güzergahları çizmeye olanak veren bir çoğulluk içinde gerçekleştiği üzerinde durulmaktadır.Çalışmanın ana eksenini oluşturan 1928-1950 yılları arasında ortaya çıkan kentleşme konusundaki arayışlar, bunların gündeme getirdiği planlama ve yerleşim kararları araştırılarak değişim ve etkinlik bölgeleri ayrıştırılmıştır. Bu çalışmada ele alınan ve kamusallığın bir aracı olan her mekan İstanbul'un fiziksel, ekonomik, sosyal, politik ve kültürel dönüşümlerine tanıklık etmiştir. Bu araştırmalar sonucunda ulus-devlet inşasının İstanbul'daki yansımaları, İstanbul'daki imar girişimleri ve kentsel müdahalelerin hangi değişim güzergahlarını tariflediği, bu girişimleri var etmek için ortaya konan düşüncelerin fiziksel çevredeki değişimlerle nasıl ilişkili olduğu, aktörlerin (Cumhuriyet bürokrasisi, imar yönetimi, imar plancısı, plan kullanıcısı) davranışları ve zihniyet yapıları, ortaya çıkan direnme mekanizmaları ve tepkiler çözümlenmeye çalışılmıştır. Bu çözümlemeler ise dönemin bilgi üretim süreçlerinin nasıl işlediğini, bu dönemde plan, planlama kavramların nasıl tanımlandığını, kent, kentlilik ve kentsellik kavrayışlarının nasıl biçimlendiğini anlamayı sağlamaktadır.Planlama kararları alınırken başlıca sorunun kenti mükemmel, değişmez, bozulmaz tahayyül etmek olduğu görülür. Plansız olduğu düşünülen kent planlıya dönüştürerek zihinlerdeki standarda kavuşturulmak istenir. Bu doğrultuda planlamanın olabildiğince dışarıdan biri tarafından gerçekleştirilmesini sağlama, yani yabancı uzmana başvurma yöntemi planlamayı meşrulaştırma araçlarından biri olur. Ortaya çıkan yönetsel, yasal, ekonomik, teknik sorunlar ve eksiklikler ise genellikle bu sorunlarla ve eksikliklerle karşılaştıkça çözülmeye çalışılır. Dolayısıyla, plan da planlama uzmanı da bir temsiliyet nesnesi olarak kullanılır. Ancak, görmezden gelinmemesi gereken, kentsel müdahalelere karşı ortaya çıkan direnme mekanizmaları, tepkiler, talepler, önerilerdir.