Özet:
Bu çalışma, koruma disiplinindeki düşünsel altyapının, nesneye -farklı ölçeklerdeki fiziksel yapılanmalara- odaklandığı argümanını geliştirerek, bu saptamayı problemleştirir. Nesne merkezli algının etkisi, tarihsel çevre üzerine alınan kararlarda da gözlenir. Kültürel mirası gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğunu üzerine alan koruma alanında, tarihsel çevre, nesnelerden oluşan düzenli bir bütün olarak algılanır ve bir başka düzenli bütün olarak ele alınan kente eklemlenerek korunması -çağdaş bir motto olarak yaşatarak koruma- hedeflenir. Çalışmada, kentsel gelişimin ve birikimin bir düzen içerisinde gerçekleşmediği argümanına dayanılarak, korumanın tarihsel çevreyle kurduğu ilişkide belirleyici olan ?düzene sokma? yaklaşımı sorgulanmakta. Kentteki kuralsız, kontrolsüz birikim, çalışmada geliştirilen yığılma kavramı ile anlatımını bulurken, kentsel koruma alanında kullanımı yaygınlaşan katman kavramına da yığılma olgusu ile anlam farkları kapsamında değinilmekte. Yığılma, kuşkusuz kentin her noktasında gerçekleşirken, çalışmada yığılmanın, kent boşluklarındaki yansımaları araştırılmakta. Günümüzde üzerinde nesne bulundurmayan kent boşlukları, geçmişte gerçekleşmiş ve günümüzde süregelen arkeolojik ve sosyal yığılmaları barındırmasıyla ele alınmakta.Yukarıda içeriği özetlenen, ?kentsel yığılmanın korunması? konusu, çalışmada arkeoloji, nesne ve boşluk kavramları ile birlikte -ya da bu kavramlarla ilişkilendirilerek- ele alınıyor. Giriş bölümünün ardından üç ana bölümü içeren çalışmanın kuramsal altyapısını oluşturan 2. bölümde, sözü edilen kavramların anlam ve içerikleri araştırılıyor. Bölüm içerisinde yığılma öncelikle arkeoloji kapsamında zemin altında araştırılıyor. Yığılmanın içeriğindeki nesneler, koruma nesnesi olarak incelenirken yığılmanın gerçekleştiği alanlardan biri olan kent boşlukları, korumada ihmal edilen kent parçaları olarak işleniyor. Koruma yasa ve toplantı kararlarının yer aldığı 3. bölümde de yine aynı kavramlar incelenmekte. Korumaya ait kavram ve kuramların önemli bir bölümü konferanslar çerçevesinde geliştirildiğinden, çalışmada ele alınan kavramların kuramsal dayanakları ve yasal çerçeveleri koruma toplantıları kapsamında araştırılmakta. Yığılma olgusunun fiziksel çevrede incelendiği 4. bölümde de 3 kent boşluğuna yer veriliyor. Sarnıç boşluğu, kent meydanı, ticaret limanı gibi birbirinden biçimsel ve işlevsel olarak bu derece farklı boşluklar, aynı kavramlar aracılığıyla ancak farklı yöntemlerle araştırılıyor. Özgün içerikleri ile farklı koruma problemlerini barındıran kent boşluklarındaki kentsel arkeolojik yığılmanın korunması konusu araştırılmakta.Koruma uygulamalarına ve korumanın inşai içeriğine doğrudan atıfta bulunmayı hedeflemeyen çalışmanın sonucunda, kentin hangi biçimlerde biriktiği, bu birikimin korunmasının düşünsel araçları araştırılmakta. Kentin, kronolojik bir ardışıklıkta birikmediği kabulü, koruma alanının mevcut koşul ve bağlamı için radikal gibi görünen bir söylemi oluşturur. Ancak, koruma çerçevesinde gerçekleştirilecek bu tür bir kent birikimi okuması, tarihi çevredeki nesneleri düzene sokup kente eklemleme çabasına odaklanılmasını dengeleyebilir.