Özet:
Yüzyıllardır ayakta olan anıtsal tarihi yapılar deprem gibi doğal afetler geçirmiştir. Kalabalık insan kitleleri tarafından kullanılan bu yapıların güvenlik değerlendirmesi, mimari ve estetik öneminin yanı sıra can güvenliği için de çok önemlidir. Bu yapılar için en büyük tehdit deprem olarak ifade edilebilir.Taş, tuğla, kerpiç ve harç ile inşa edilmiş anıtsal tarihi yığma yapıların geometrisi ve yapım biçimi oldukça karmaşıktır. Yapım dönemi, geometrik tipoloji, yapım biçimi, yapım tekniği, yapı elemanlarının boyutları ve malzemelerine göre anıtsal tarihi yığma yapılar çeşitlilik gösterir.Son elli yıl içinde yapılan ve yeni yapılacak olan betonarme, çelik ve yığma yapıların güvenlik değerlendirmesi yönetmelik ve şartnamelerle yapılmaktadır, ancak tarihi yapıların değerlendirilmesine ilişkin yöntemler yaygın değildir. Herhangi bir müdahale kararı alınmadan önce tarihi yapıya ilişkin nitel ve nicel verilerin elde edilmesi gerekir. Anıtsal yığma tarihi binalar çok karmaşık olduğu için kesin sonuçlar elde etmek güçtür.Tarihi yapılarla ilgili bir çalışma yürütülürken disiplinler arası bir çalışma ekibi kurulmalıdır. Genellikle nitel veriler, bozulma ve hasarların görsel tespiti ile arşiv belgeleri, kütüphane araştırması gibi kaynaklardan elde edilir. Buna karşın nicel verilerin elde edilmesi uzmanlık gerektiren, uzun zaman alan ve yüksek bütçeli çalışmalardır. Nicel veriler, ayrıntılı çalışmalar gerektiren ve teşhis ile güvenlik kararının son aşamasında kullanılan verilerdir. Sonuç olarak ayrıntılı çalışmalar ancak sınırlı sayıdaki yapıya uygulanabilir. Yapı stoku çok büyük ve uzman sayısı az olduğu için anıtsal tarihi yapıların güvenlik değerlendirmesinde ilk adım çalışması olacak öndeğerlendirme yöntemlerinin geliştirilmesi bu alanda önemli bir ihtiyaçtır. Öndeğerlendirme için veri toplama işi, yöntemin uygulanması konusunda kısa süreli eğitim görmüş mimar, mühendis ve ilgili alandaki öğrenciler tarafından yapılarak koruma uzmanlarına zaman kazandırılabilir.Betonarme yapılar, konut tipi yığma yapılar vb yapıların afet sonrası hasar durumunun tespitine ilişkin çeşitli yöntemler mevcuttur. Ancak, afet öncesi anıtsal tarihi yapıların risk potansiyelinin belirlenmesine ilişkin çalışmalar yaygın değildir. Yeni yapılar için geçerli yönetmelikler tarihi yapılarda uygulanamaz. Bunun için anıtsal tarihi yapıların güvenlik değerlendirmesine yönelik farklı ve bu yapılara özel yöntemlerin geliştirilmesi çok önemlidir.Tez çalışmasında anıtsal yığma binalarda görsel verilere dayalı risk düzeyinin belirlenmesi için bir yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntem puanlama sistemine dayandırılmıştır. Yapı tespit formu ile alanda yapıya ilişkin görsel veriler elde edilmiş, ardından bu veriler web tabanlı veri tabanına işlenmiş ve sonuç puanı veri tabanı aracılığı ile otomatik olarak hesaplanmıştır.Geliştirilen yöntemde, sayıca az olan, koruma alanındaki uzmanların işlerini kolaylaştırmak amacıyla veri toplama işleminin, yöntemin kullanımına ilişkin kısa süreli bir eğitim ile yetiştirilen mimar ve mühendisler ile bu alandaki öğrencilerin yapması hedeflenmiştir.Genellikle, afet sonrası görsel veri toplamaya dayalı hasar tespit yöntemlerinde sokaktan tarama ile gözleme dayalı veri toplanır. Herhangi bir afet sonrasında, yapının hasar durumuna ilişkin temel fikir edinmek için, çatlak dağılımı ve yapıdaki hasarların tespiti yeterlidir. Fakat afet öncesi güvenlik durumu ve risk potansiyeli araştırılırken daha çok veri gerekir. Tez çalışmasında geliştirilen yöntem afet öncesi risk potansiyelini belirlemeye yönelik olduğu için yapıların dıştan ve içten, taşıyıcı eleman düzeyinde görsel olarak incelenmesine karar verilmiştir.Görsel veriler, hasar durumu ve binanın fiziksel durumu, taşıyıcı sistem şeması ve her bir taşıyıcı elemanı kapsayan yapısal ve geometrik tipoloji, topoğrafya, deprem bölgesi vb bilgilerini kapsamaktadır.Alan çalışmasında veri toplamak için geliştirilen "Yapı Tespit Formu", genel bilgiler, fiziki tanım bilgileri, yapı fotoğrafları, yapı taşıyıcı elemanlarının ölçüleri, çatı taşıyıcı sistemi, kat bilgisi, yapı taşıyıcı elemanları (cephede ve yapı iç kısmında) olmak üzere yedi ana bölümden oluşturulmuştur. Her bir taşıyıcı elemanın ayrı ayrı incelenmesi ve elemanlar ile hasarları arasında ilişki kurularak, sonuçta yapının bütün olarak değerlendirilmesi hedeflenmiştir.Tez çalışmasında, yapı tespit formunun geliştirilmesi alan çalışması ile paralel olarak yürütülmüş ve mimar, mühendis ile mimarlık öğrencilerinden oluşan en az ikişer kişilik farklı ekipler ile çalışılmıştır. Alanda yapı tespit formunu kullanan ekipler tarafından gelen geri bildirimler ile formun geliştirilmesi sağlanmıştır. Yapı tespit formu farklı ekiplerle denenerek ortak sonuçlar alındığında formun işlerliği sağlanmıştır.Yapı tespit formu ile elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi için formdaki sorgulara puanlar verilmiş ve sonuç olarak incelenen her bir yapının toplam risk puanı elde edilmiştir. Risk puanları "risk yok", "az riskli", "orta riskli", "riskli" ve "yüksek riskli" olmak üzere sınıflandırılmıştır.Alan çalışması için, 127 cami, 107 hamam, 64 mescit, 46 medrese, 30 kilise ve siangog, 24 kütüphane, 12 camiye dönüşmüş kilise, 10 müze ve 4 çarşısı bulunan İstanbul Tarihi Yarımada pilot bölge olarak seçilmiştir. Yapı tespit formu sorgularının geliştirilmesi sırasında pek çok yapıda çalışılmış ve sonuç olarak 8 yapının risk puanı elde edilmiştir (Ek 6a-h).