Özet:
Topkapı Sarayı, yaklaşık dört yüzyıl Osmanlı Padişahlarının konuru ve devletin yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. Bu uzun zaman dilimi içerisinde çok önemli tarihi olayların da yaşandığı bu büyük yapı topluluğu sürekli olarak değişim ve evrim geçirmiştir. Çeşitli dış etkilerin yarattığı tahriplerden sonra yapılan büyük onarımlar, padişahların kendi güçlerini hissettirmek için yaptırdıkları köşkler, artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla mevcut mekanların bölünmesi ve farklı dönemlerin değişen zevklerine göre yapılardaki bezemelerin sürekli yenilenmesi değişimin önemli nedenleridir. Bu evrim sürecinde oluşan birikimiyle Saray, Osmanlı mimarlığının tüm özelliklerini içerisinde barındıran bir mimarlık ve sanat tarihi müzesi olarak değerlendirilmektedir. Cumhuriyetin ilanıyla, zaten İmparatorluğun son döneminde de sınırlı olarak gezilmesine izin verilen Topkapı Sarayı 'na, içinde bulundurduğu zengin koleksiyonlarla birlikte tarihi ve kültürel bir miras olarak korumasını sağlamak amacıyla müze işlevi verilmiştir. Bundan sonra Saray'ın tarihi ve belgesel özellikleriyle yaşatılabilmesi için yoğun bir koruma ve restorasyon süreci başlatılmıştır. Çalışmamızın amacı, Topkapı Sarayı'nda Cumhuriyet'in ilanından sonra yapılan çalışmaların, Saray'ın mimarisi üzerindeki etkilerinin olabildiğince saptanmasıdır. Cumhuriyet döneminde restorasyonlar farklı kurumlar tarafından yürütülmüştür. Bu restorasyonlarla ilgili, ilk Müze Müdürlerinden Tahsin Öz, Y. Mimar Mualla Anhegger, Y. Mimar Selma Emler'in ve Y. Mimar Cahide Tamer'in yayınlan dışında düzenli olarak bilimsel yayın yapılamamıştır. Dolayısıyla yapıların uygulamalarla geçirdiği değişimin izlenmesi oldukça güçleşmektedir. Bu araştırmayla, yıllık ihale dosyalan içerisinde farklı yapılar için bir arada bulunan, ancak tek yapı ölçeğinde ele alındığında ulaşılması mümkün olmayan bilgi ve belgeler analitik bir yöntemle toplanmış ve her yapı için oluşturulan başlıklar altında kronolojik düzenlemeyle bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Böylece yapıların restorasyonlarda geçirdiği değişimin tek tek izlenerek, sistemli bir bilgi haline getirilmesi, Saray'ın özgün mimarisinin taşıdığı belge niteliğinin ve estetik birikimin ne ölçüde korunabildiği konusunda yapılacak değerlendirmelere ve yapıların restorasyon tarihinin oluşturulmasına yardımcı olabilecektir. Araştırmalar sonucunda restorasyonlarda sağlamlaştırma, bütünleme, yenileme, yeniden yapım, temizleme-arındırma, taşıma tekniklerinin kullanıldığı, sadece Mutfaklar'ın bulunduğu avluda ilave yeni yapı yapıldığı görülmüştür. 1924-1940 yıllan arasında koruma onarımları ağırlıktayken, daha sonra yoğun olarak mimari restorasyonlara başlanmıştır. Bu restorasyonlarda belli dönemlerde farklı yaklaşımların daha etkili olduğu görülmüştür. 1940- xviii1951 yılları arasında Üslup Birliğine Ulaşma yaklaşımının etkisi izlenirken, 1951-1984 yılları arasında Tarihi Restorasyon yaklaşımı ağırlık kazanmıştır. 1984'ten sonra ise, geleneksel malzeme ve yapım tekniklerinin korunması konularında daha titiz davranılmış ve laboratuar çalışmalarından yararlanılarak Bilimsel-Çağdaş Restorasyon yaklaşımının önemsendiği uygulamalar başlatılmıştır. Ancak bu saptamaya rağmen, belli dönemlerde ağırlık kazanan restorasyon yaklaşımlarının bu süreçler içerisinde asla vazgeçilmez olmadığı, zaman zaman farklı yaklaşımların bir arada etkili olabildiği görülmüştür.