Özet:
Haliç'in yakın tarihi incelendiğinde 1980'li yıllara kadar evsel ve sanayi kaynaklı yoğun bir atıksu deşarjına maruz kaldığı ve bunun neticesinde sediment yatağında septik şartların oluştuğu görülmektedir. Zamanla meydana gelen bu kirlilik, Haliç'in tarihi, turistik ve sosyal canlılığının yanı sıra su biotasının da olumsuz yönde etkilenmesine neden olmuştur. 1999 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Haliç'e gelen evsel ve endüstriyel kaynaklı atıksu deşarjları engellenmiş olup su kalitesini iyileştirmek amacıyla bir tarama projesi başlatılmıştır. Yapılan yoğun tarama çalışmaları sonucunda Haliç'teki septik şartlar iyileştirilmiş, üretken sucul hayat ve sosyal yaşam açısından uygun bir duruma getirilmiştir.Bugün Haliç'te yaşayan balık türünün 34'e çıktığı, koliform bakteri açısından Avrupa mavi bayrak standartlarına ulaştığı ayrıca, İSKİ ve İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü ekipleriyle birlikte Haliç'te periyodik alınan numunelerde "Su Kalitesi İzleme" çalışmaları yapılarak sonuçların olumlu ilerlediği bildirilmektedir.Bugüne kadar yapılan çalışmalar incelendiğinde, Haliç suyunun fiziksel ve kimyasal değişiminin periyodik olarak incelendiği ancak, genotoksik açıdan herhangi bir izleme ve değerlendirme çalışmasının yapılmadığı görülmüştür. Bu durum dikkate alınarak bu çalışmada, Haliç'te 8 istasyon noktası belirlenmiş olup her bir noktadan alınan mevsimsel yüzey suyu numuneleri genotoksik açıdan incelenmiştir. Genotoksisite araştırmasında, literatürde belirtilen ve biyolojik test yöntemlerinden olan SOS Chtomotest (Quillardet vd., 1982) mikro-plaka test metodu kullanılmıştır. Escherichia coli PQ37 canlı aktivitesinin esas alındığı metotta, elde edilen enzim aktivasyonu sonuçları sayısal olarak ölçülmüş ve CIF değeri hesaplanmış olup Haliç yüzey suyunda genotoksik açıdan herhangi bir risk bulunmadığı tespit edilmiştir.Çalışmada, toplamda ölçülen 384 farklı genotoksik aktivite değerinden hesaplanan CIF datası, seçilen her bir numune istasyonu için oluşturulan çeşitli parametrik ve non-parametrik testler vasıtasıyla bütünsel olarak incelenmiştir. Toplam 160 adet alt grup %95 güven aralığında, gruplar arasındaki muhtemel farklılıkların belirlenmesi maksadıyla istatistiksel olarak mukayese edilmiştir. Ayrıca, Haliç yüzey sularında 8 farklı numune alma noktası için elde edilen fizikokimyasal analiz neticeleri ve CIF değerleri, nonlineer regresyon analizi çalışmasıyla değerlendirilmiş ve tespit edilen fizikokimyasal parametreler ile CIF değerlerinin arasındaki matematiksel ilişkilerin belirlemek maksadıyla çeşitli ampirik denklemler geliştirilmiş, nonlineer modelleme çalışması kapsamında yüksek korelasyonlu modeller (%94 - %95) elde edilmesiyle Haliç yüzeysel suları için tespit edilen fizikokimyasal parametreler ile CIF değerleri arasında önemli bir matematiksel ilişkinin varlığı anlaşılmıştır.