dc.description.abstract |
Ülkemizde 1950'lerde başlayan hızlı kentleşme olgusunun kentsel mekanlardaki en önemli yansıması nüfus yığılması, konut gereksinimi ve yapılaşmanın yasadışı boyutu olmuştur. Olanakları konut sunum sistemleri ile çakışık olmayan kişilerin yöneldiği çözüm olan yasadışı yapılar 1948 yılında başlayarak çıkarılan af yasaları ile yasallaştırılmış, altyapı olanaklarına kavuşturulmuş, küçük kümeler halinde başlayan yapılaşma süreç içinde mahalle ve kent ölçeğine ulaşmıştır. Kentleşme süreci ile koşut gelişen yasadışı yapılaşma gecekondulaşma ve kaçak yapılaşma içeriğinde gelişmiş, kentsel alanlarda yasal ve yasadışı diye ikili bir yapı oluşturmuş, günümüzde İstanbul gibi büyükşehirlerimizin % 70 'ini kapsar bir boyuta ulaşmıştır. Bu boyut kentle ilgili söylemlerin ve eylemlerin yasadışı yapılaşma içeriğini kaçınılmaz kılmaktadır. Yasadışı yapılaşma olgusu bir yandan gelişirken, diğer yandan da kendi içinde bir dönüşüm süreci geçirmiş, dönüşüm sürecinde ortaya çıkan kentsel mekan sorunlarının boyutları daha da ağırlaşmıştır. Yasadışı yapılaşmış alanların kentsel mekan sorunlarının etmeni içeriğindeki yasadışılık iken, yerel yönetim sınırlan içine alınmış olma ve planlama ancak yapılaşma sonrası devreye girebilmiştir. Gecekondu alanlarının gelişim ve dönüşüm sürecini planlama, yasama ve politika etmenleri yönlendirmiş, yasallaştırılma sürecinde bu tür alanlardaki yapılar imarlı gelişmiş alanlardaki yapılarla özdeşleşmiştir. Bu çalışmada yasadışı yapılaşma sürecinin gelişim ve dönüşüm sürecinde etmenler araştırılmış, bu tür alanların kentsel mekan sorunları belirlenmeye çalışılmıştır. Yasadışı gelişimin ve dönüşüm sürecinin niteliklerinin belirlenebilmesi, mekanın süreç içersinde izlenmesini gerektirmektedir. Bu amaçla örnek alan seçilen Gültepe'de alan çalışması yapılmıştır. Örnek olarak seçilen alan, eski bir gecekondu alanı olması nedeniyle gelişim ve dönüşüm sürecinin tüm evrelerini kapsamakta, gecekondu alanlarının kendi içinde ve son dönemde de yapsatçı eliyle gerçekleşen dönüşüm sürecinin verilerini sunmaktadır. Bölge, yasadışı gelişmiş alanlarının dış girdilerin etkisiyle dönüşüm sürecinim de yaşamakta olup, bu niteliğiyle belli bir kesite kadar yasadışı gelişme alanlarının kendi içinde dönüşüm sürecinin bir kesitten sonra da dış girdilerin kentsel dönüşümde oluşturduğu faklılaşmamn izlerini taşımaktadır. Yasadışı yapılaşma sürecinde farklı dönemlerde farklı aktörler devreye girmekte, gerek arsa sunumunu gerçekleştiren ve son dönemde mafyalaşmış bir nitelik kazanan kişi veya grupların, gerek yapımcı veya yapsatçımn, gerekse gecekonducuların arsaya bakış açısı yapılaşmada en akılcı yolu benimsemek içerikli gelişmektedir. Arsa komisyoncusu, donatıları en aza indirmeyi amaçlamış, yapsatçı ise gecekonducu ile koşut olarak daha fazla inşaat alanına yönelmiştir. Bu süreçte yasadışı gelişmiş alanların en önemli sorunlarını da donatı gereksinimi ve olgunun çevre hakkı, ortak yaşam kaynaklarını koruma hakkını yok eder dizgede süregelen yapılaşma süreci oluşturmaktadır. Yasadışı yapılaşmış alanlarda planlama, politika ve yasal içeriğin etkinliği araştırıldığında, kentsel dönüşümde etkin rant olgusu ile karşılaşılmaktadır. Arsadan en fazla yararlanmayı gerektiren rantı artırma yaklaşımı hem dönüşüm sürecini yasal çerçevenin dışına çekmekte, hem de az yoğun yapılaşmış gecekondu alanlarının betonlaşmayı içeren dönüşüm sürecinde donatı alam elde etmeyi güçleştirmektedir. Çalışmanın birinci bölümünde giriş, amaç, kapsam, çalışma yöntemi ve çalışmaya yönelik varsayımlar yer almaktadır. İkinci bölümde dünyada ve Türkiye'de yasadışı yapılaşma olgusunun gelişimi ve etmenleri incelenmiş, örnek seçilen çalışma alanımızında da içinde yer aldığı İstanbul Metropolünde yasadışı yapılaşma olgusu ve dönünüşüm süreci tanımlanmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölümde Gültepe'de yapılmış olan alan çalışmas yer almaktadır. Gültepe'de kentsel dönüşüm süreci ve etmenleri incelenmiş, büyükşehirlerimizde kentsel mekanda çoğunluğu oluşturan gecekondu alanlarının gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılayacak nitelikte bir gelişim ve dönüşüm süreci yaşaması için yapılabilecekler araştırılmış, günümüzdeki dönüşüm sürecinin kapsamına yönelik varsayımlar örnek alanda test edilmiştir. Dördüncü bölümde ise ulaşılan sonuçlar ve öneriler yer almaktadır. |
|