Özet:
Genelleştirilmiş güven, tekrarlanan alışkanlıklar ve sosyal ilişki ağları olarak tanımlanan sosyal sermaye, güven, karşılılık, gönüllülük ile beslenir ve güçlenirken, güçlü bir sosyal sermaye efektif yönetim kamu yönetimi, bilgiye erişme kolaylığı, problem çözme becerisi, proje üretme, toplu karar alabilme ve risk alabilme gibi birey ve gruplara avantajlar sağlamaktadır. Bu bağlamda bölgesel ve kırsal kalkınmanın anahtarı olarak tanımlanan sosyal sermayenin boyutlarının araştırılması ve az gelişmiş bir bölgenin kırsalında sosyal ilişki ağlarını belirleyen değişkenlerin kırsal yerleşme ve hanelerin sosyo-kültürel yapısı ile ilişkilerinin saptanması amaçlanmaktadır. Bu amaçların yanısıra, bölgeye özgü fiziksel, tarımsal ve sosyal yapının Hilvan İlçesi kırsal alanı özelinde ortaya konulması ve bölgede yürütülmekte olan kırsal kalkınma programlarının kırsal yerleşmelerdeki sosyal sermaye yapısına bağlı olarak değerlendirilmesi çalışmanın hedefleri arasındadır.Bu hedeflere yönelik olarak, alan çalışması Hilvan ilçesi kırsal alanında yer alan bölgenin genel karakterini yansıtan kırsal yerleşmelerde yürütülmüştür. Bu yerleşmelerde kırsal hane başkanlarına uygulanan anket sonuçları faktör ve varyans analizleri aracılığıyla değerlendirilerek sosyal ilişki ağlarını belirleyen faktörler tanımlanmış ve bu faktörlerin kırsal yerleşme karakteri ve hanelerin sosyal ve kültürel yapıları ile ilişkileri test edilmiştir.Buna göre, güven ve köy içi ilişkiler, köy dışı ve kurumsal ilişkiler, girişim ve katılım, bilgi edinme, çeşitliliğe açıklık, tolerans ve bölüşüm sosyal sermayenin faktörleri olarak ortaya çıkmıştır. Kırsal yerleşmeler açısından sosyal sermayenin öğelerinde ortaya çıkan farklılıklar halk köylerinde kurumsal ve yerleşme dışı ilişkilerin daha güçlü olduğunu göstermektedir. Bu noktada kendi toprağını işleyen kırsal hanelerin çoğunlukta olduğu yerleşmelerde, nüfusun da büyüklüğüne bağlı olarak daha çok sosyal ağa sahip olduğunu söylemek mümkündür.Kırsal aktörlerin sosyal ilişki yapılarının değerlendirildiği bu çalışma ile bu bölgeye özgü stratejiler için ipuçları üretilebileceği öngörülmüş, bu noktada da, yerleşmelerde sosyal sermayenin kırsal haneleri işbirliğine götüren bir yapıda olmamasına bağlı olarak, öncelikli olarak işbirliği için gerekli güvenin oluşumunda önemli rol oynayan mülkiyet sorununun çözülmesi gerekliliği vurgulanmıştır.