Özet:
1980'lerin ortalarında dünya ölçeğinde merkez ülkelerin gayrimenkul piyasalarında daha önceki dönemlerden niceliksel ve niteliksel olarak farklılaşan bir büyüme ve sonrasında çöküş yaşanmış ve yarattığı dramatik etki akademik yazında konuya olan ilginin canlanmasına neden olmuştur. Yaşanan sürecin kökeninde sosyal ve ekonomik alanda yaşanan iki ana dönüşüm etkili olmuştur. İlki bu ülkelerde hizmet sektöründeki hızlı büyümenin yarattığı yeni sosyo-ekonomik ortam, diğeriyse finans piyasalarının liberalizasyonu ve yeni finansman modellerinin ortaya çıkışıdır.Tarihsel olarak kapitalizmle daha geç ve daha eşitsiz şartlarda tanışan Türkiye, 1980'li yıllarda başlayan ve 2000'li yıllarda yoğunlaşan küresel ekonomiye eklemlenme politikaları kapsamında benzer bir gelişme göstermektedir. Hizmet sektöründeki hızla büyüme ve finansal serbestleşme sürecinin en kolay izlenebildiği kent İstanbul'da, kentsel gelişme stratejilerinden en önemlisi gayrimenkul piyasasının yeniden düzenlenmesi ve geliştirilmesi olmuştur. Türkiye gibi gelişmiş kapitalist ülkelerin çeperlerinde yer alan ülkelerin henüz keşfedilmemiş gayrimenkul piyasaları uluslararası yatırım ağının bir parçası haline gelmeye başlarken, yapılı çevre merkezi ve yerel yönetimler aracılığı ile bu dönüşüme daha esnek ve daha çabuk cevap verecek şekilde yeniden inşa edilmektedir. Bu süreç, geleneksel gayrimenkul yatırım ve geliştirme işinin organizasyonu, oyuncuları ve ilişki modelleri ile birlikte dönüşmesi ve yapılı çevreyi bu kapsamda şekillendirmesi anlamına gelmektedir.Tez bu kapsamda, İstanbul gayrimenkul piyasasında özellikle 2003-2008 yılları arasında gerçekleşen hızlı büyümeyi incelemektedir. İstanbul'da gayrimenkul piyasasının yeniden yapılanma sürecinde oluşan yeni güçler koalisyonunda, geliştirme ve yatırım sürecinde yoğunlaşan sermayenin analiz edilerek kentsel mekânının yapılanmasını anlaşılır kılmayı amaçlamaktadır.