Özet:
Kömür, 18.yy.da buhar makinesinin bulunuşuyla devrin en önemli kaynağı haline gelmiş, bu özelliğiyle tarım toplumundan endüstri toplumuna geçişte büyük rol oynamıştır. Sanayi devrimiyle makinelerin insanın yerini almasına, çalışma koşullarının büyük ölçüde iyileştirilmesine karşın, kömür endüstrisi emek-yoğun özelliğini korumuştur. 19.yy.da sanayi gelişimini sağlayan önemli ürün olan kömür, bölgeselliği, emek-yoğun üretim nitelikleri sayesinde, bulunduğu bölgelerin coğrafyasının hızla değişmesinde ve kömür havzalarında yeni fiziki-beşeri mekanlar ile yeni toplumsal ilişkilerin yaratılmasında etkili olmuştur. Bu dönemde maden işletmelerinin ihtiyaç duyduğu işgücünün temin edilmesi, işgücünün istikrarlı hale getirilmesi, disipline edilmesi ve üretimin devamlılığının sağlanması için çeşitli tedbirler alınması gibi gereklilikler ortaya çıkmıştır. Üretim artışı ve sermayenin üretim yapılan bölgeye aktarılması, ocakların etrafında maden işletmelerinde çalışan işçilerin, idari ve teknik personellerin yaşayabileceği yeni yaşam alanlarının oluşmasına neden olmuştur. Bu noktadan yola çıkılarak Zonguldak Havzası'nın 19.yy. sanayi devriminin ürettiği yeni mekanlardan biri olduğu ve havzada fiziki ve beşeri yapının hızla dönüşmesinde etkili olduğu görülmektedir. Süreç içerisinde, Osmanlı Devleti'nden itibaren alınan kararlar sonucunda, Zonguldak ve çevresinde istihdam olanakları oluşturulmuş ve kömür çıkartılan havzanın zamanla çekim gücü artmıştır. Çekim merkezi haline gelen bir bölgenin oluşmaya başlamasıyla da kırsalın itici ve istihdamın çekici gücüyle Zonguldak ve bölgesinin ekonomik, mekansal ve sosyal yapısında değişiklikler gözlenmeye başlamıştır. Yaşanan değişimlerin mekansal organizasyonuna olan etkileri günümüzde bile kent içinde kendini göstermektedir. Tez kapsamında, Zonguldak kentinde taşkömürü madenciliğinin tarihsel sürecine dayanan, maden odaklı gelişen kent mekanını belirleyen faktörler ve bu sektörün öneminin azalmasıyla ortaya çıkan değişimler, sorunlar ve geleceğe yönelik olarak kullanılabilecek potansiyellerin neler olabileceğinin ortaya çıkarılarak üretimi azaltılmış maden kentlerine, gelecek vizyonu oluşturulması amaçlanmıştır.