Özet:
Korozyon, malzemelerin kullanıldıkları ortam tarafından kimyasal saldırıya maruz kalması sonucu bozulması olarak tanımlanabilir. Yavaş ilerleyen bu kimyasal reaksiyon, çoğu kez sistemin verimi gözle görülür bir şekilde düşmedikçe farkına varılamaz. Meydana gelen bu verim düşmesi ülkelerin gayri safi milli gelirlerinin yüzde 5'i düzeyindedir. Bu sebeple, sistemlerin devreye alınmalarıyla birlikte korozyondan korunmaya yönelik çalışmalar da başlatılmalıdır. Korozyonun varlığını hissettirdiği en önemli alanlardan biri mekanik tesisatlardır. Bilindiği gibi, mekanik tesisat denilince akla kullanım suları, sıhhi tesisatlar, ısıtma, klima sistemleri vb. gibi birçok alan gelmektedir. Bu çalışmada, açık devre mekanik tesisatlardaki korozyonun genel yapısı, suyun korozyonu, içme sularının genel özellikleri, içme sularında oluşan korozyon ve önlenmesi için alınması gereken önlemler, soğutma suları, soğutma kulelerinin genel yapıları ve oluşabilecek korozyon tipleri ve oluşan korozyonun kontrolü açıklanmaya çalışılmıştır. Uygulama olarak, İstanbul'da bulunan Capitol AVM'deki 4 numaralı açık soğutma kulesi incelenmiştir. 2005-2009 tarihleri arasında korozyon koruma programı kapsamında ölçümler yapılarak denetlenen sistemden oluşturulan veri tabanı kullanılarak sertlik, toplam demir, silika miktarlarına bağlı olarak uygulanan korozyon koruma programı irdelenmiştir. Korozif etkiyi en aza indirebilmek için, sistemin devreye alınmasını takiben koruma programına başlanması ve oluşabilecek dalgalanmaların sürekli izleme yöntemiyle denetim altına alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.