Özet:
Çalışmamız Antik Yunan ve Roma mimarilerinde yuvarlak planlı tapınakları içermektedir. Yuvarlak planlı tapınakların yapılış amaçları, konumları ve çevresiyle ilişkilerinin araştırılmış, plan şemaları ve mimari elemanları incelenmiştir. Antik mimaride özel bir yeri olan yuvarlak planlı tapınaklardan kalan az sayıda örnek, pek çok antik yapı gibi yıkılmış, çoğu günümüze temel ya da podyum seviyesinde ulaşmışlardır. Antik döneme ait çeşitli ülkelerdeki onbeş yapı ile, Anadolu' daki dört yuvarlak planlı tapmak çalışmamızın kapsamı dahilindedir. Bu yapı grubunu tek başına ele alan bir kaynak bulmak zordur. Bu nedenle, Anadolu dışındaki yuvarlak planlı tapmak örnekleri için yapılan literatür araştırması bir katalog bilgisi halinde düzenlenmiş, bu yapıları birarada ve karşılaştırmalı olarak ele alma imkanı veren bir kaynak hazırlanmaya çalışılmıştır. Side Fortuna Tapınağı araştırmamız kapsamında üzerinde yoğunlaşılan yapıdır. Yapı elemanlarını "taş" olmaktan ve gelişi güzel yıkılmışlıktan kurtarmak, yapı içinde tanımlı bir yere getirmek, tespit-tasnif etmek ve tahribatı her an artan tapınağı, daha fazla tahrip olmadan belgelemek amaçlanmıştır. Tapınağa ait yapı parçalan üzerinde, 1/10, 1/5 ve 1/1 in-situ çizimleri yapılmış, bezeme ve profillerin 1/1 stampajları alınmıştır. Bu çalışma doğrultusunda yapının rölöve, restorasyon, restitüsyon ve anastylos çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Perge agorasının ortasındaki yuvarlak planlı tapınak ve Side P (Men) Tapınakları için yerinde boyutsal analiz ve eleman araştırmaları yapılmıştır. Bergama Asklepion' undaki Zeus Asklepios Tapınağı' nın bugünkü durumu fotoğraflarla tespit edilmiş, yerinde saptamalar yapılmıştır. Anadolu'daki dört yapıda da yerinde yapılan çalışmalar fotoğraflı tespitlerle desteklenmiştir. Yuvarlak planlı tapınaklar üsluplar arasında bir geçiş niteliği taşımaktadırlar. Yapılar üzerinde iki ayrı düzeni barındırabilmektedirler. Bu tapınaklar arasında mimarlık tarihi için özel bir yere sahip yapılar bulunmaktadır. Örneğin Epidauros Tolosu korint sütun başlığının en olgun haliyle görüldüğü ilk yapıdır. Matter Matuta Tapmağı Roma'da ayakta kalan en eski mermer tapmaktır. Pantheon'un tunç kapısı boyutu bakımından bu konudaki en eski örnektir. Divus Romulus Tapınağı kirpi saçağın ilk kullanıldığı yapıdır. Roma mimarisinde görülmeye başlanan bu tapmak grubu daha çok peripteral plan şemasına sahip, giriş aksında merdiveni olan, sellalı, korint üslupta bir dış kolonada sahip, konik çatı ya da kubbe ile örtülü yapılardır.Yapıların ait olduğu dönemin ekonomik ve dini yapısı gibi sosyal verilerin yanısıra, teknolojik imkanlar ve yapım teknikleri gibi mimariyi doğrudan etkileyen veriler üzerinde de durulmuş, bu verilerin ışığı altında yapılar karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.