Özet:
Tasarım ve üç boyutlu düşünce yetisinden hereketle her mimarlık öğrencisi kesinlikle başarılı form bilgisine sahip olmalı ve bu formları projelerinde uygulama başarısına erişmelidir. Bu bilgiden hareketle eğitimi almış öğrencinin kesinlikle başarılı olacağı esnekliğini beklememek gereklidir. En önemlisi, tasarımın en büyük faktörü olan biçimin tüm bileşenleri ile mimarlık öğrencisine aktarılması karşılığını yaşam alanımızda olumlu mimari verilerle beklemektir. Biçimi oluşturan etkenler arasında elimizde çok büyük veriler vardır. Her yapıt çizgilerini coğrafi, jeolojik, topoğrafik, ilkimsel, sosyal ekonomik, teknik, politik, askeri koşullar, din, felsefe, töre, bilim ve sanat etkenlerinden alır. Tüm bu bişenler bize farklı biçimlerin oluşumunu sağlar. Her dönem mimarlık ürünleri arasında yukarıdaki verileri hiçe sayan, görmezden gelen yaklaşımlara rastlamak olasıdır. Yapının içeriği ve biçim arasındaki uyum, bu biçime tartışmasız değer kazandıracaktır. Üretimi gerçekleştiren mimarın gücü, kullanım içeriği ile duygusal ve biçim içeriğini eşgüdümlemelidir. Yani biçim oylum ve işlev ayrılmaz bileşenler olarak düşünülmelidir. Bu etkenler ve ürün oluşumunda kullanılan biçimler arasındaki anlatımda denge ve uyum olduğu zaman mimari yapıtın başarılı olduğunu savına ulaşabiliriz. Tamamen işlevden arınmış, duygulanımı yüksek formeli gören bireyde olumlu izler bıraksada bu yapıtın görsel başarısından yola çıkarak olumlamak çalışma içerisindeki genel yaklaşımdan da anlaşılacağı gibi bizi ve benzer düşüncedekileri yanlışların içine düşürecektir. Formların kendi aralarında uyumundan söz etmekse hem bu giriş bağlamında zor bir beklentidir. Yine girişken formlardan oluşan tüm eserlerde biçimlerin genel anlamda uyumu taşıması arzu edilen bir veri değil, yerine getirilmesi bir zorunluluktur. Tüm bunların ışığında araştırmanın genel içeriği, tarihsel süreç içerisinde mimari eserlerin tasarımda etken olarak taşıdıkları değerler açısından formların irdelenmesidir. Bu kapsam içerisinde formun genel tanımı doğrultusunda, mimari forma geçilmesi, formu oluşturan etkenlerin yetkinliklerine göre sıralanması öngörülmüş, tarihsel süreç içerisinde karşımıza çıkan çeşitli örneklerle form olgusuna bir giriş yapılmaya çalışılmıştır. İnşa edilen her yapının bir sosyal çevre içerisinde oluştuğu ve yeni formunda bir çevre oluşumuna etkili olduğu düşünülürse tasarımda kullanılacak ilkeler yeni oluşturulacak formlar da önem kazanacaktır.