Özet:
20. yüzyıl Mimarlık Mirası niteliği ile incelenen, Ankara Sergievi (bugün Opera binası) Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti'nin, çeşitli sergiler düzenlemek üzere, 1933 yılında, Uluslararası Proje Yarışması sonucu uygulanmıştır. Yarışmada birinciliği, 16 Türk ve 10 yabancı mimar arasında, Şevki Balmumcu ve İtalyan Paolo Vietti Violi paylaşmış ancak daha ekonomik oluşu nedeniyle Şevki Balmumcu'nun tasarımı-Türk mimarlarını da teşvik etmek için- seçilmiştir. 1946 yılında, Ankara'da, bir Opera Binası ihtiyacı doğmuş ve yeni bir yapı yapmaya ekonomik koşullar elvermediği için, bakımsız durumdaki Sergjevi'nin Operaya dönüştürülmesine karar verilmiş ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından, 1946 yılında, Alman mimar Paul Bonatz görevlendirilmiştir. 1947 'den bu yana bina opera olarak kullanılmaktadır. Bu dönüşüm, sadece işlevsel bir değişiklikle kalmamış, binanın mimarının izni alınmaksızın, modern biçimi, geleneksel ekleme ve çıkarımlarla örtülmüştür. Sembolik kulesi yıkılmış, teras çatısı klasik çatıya çevrilmiştir. Bu olay mimari çevrece kınanmış ve "telif haklarına aykırı bulunmuştur. Buradan çıkışla, araştırmanın, ikinci ve üçüncü bölümlerinde, Şevki Balmumcu'nun mesleki başarısını sıkça gösterdiği ve etkilendiği dönem olan 1923-1950 yıllan arası, Türk Mimarlığının genel yapısı, ülkenin sosyo-ekonomik ve kültürel etkenleri çerçevesinde incelenmiştir. Dördüncü bölümde, Türkiye'de Modernizmin, Genç Cumhuriyet üzerinde nasıl yankılandığını, kimlerin eliyle hacim bulduğunu ve bu etkileşimde mimarların ve bu mimarlardan da Şevki Balmumcu'nun rolü irdelenmiştir. Beşinci bölümde mimarın hayatı, altıncı bölümde en önemli yapısı Ankara Sergievi ve Opera Binasına dönüşümü detaylı olarak aktarılmıştır. Yedinci bölüm 20. yüzyıl Mimarlık Mirası kriterlerine, Ankara Sergievi örneğinde yaklaşır. Şevki Balmumcu'nun diğer yapıtları ve yarışma projeleri sekizinci bölümün konusudur.