Özet:
İnsan, kendi varlığını dünyası içinde konumlandıran 'ev'e karmaşık anlamlar yükler. Bu çalışmanın amacı, evi salt somut bir bina olmanın ötesinde tanımlayarak, olumlu ve olumsuz yanlarıyla taşıdığı anlamlan ortaya koymaktır. Giriş bölümünde, çalışmanın amacı ve konusu anlatılmış, içeriği lenmiş, ne tür bir sonuca varmanın hedeflendiği belirtilmiştir. İkinci bölümde eve yüklenen anlamların bulunabilmesi için izlenen yöntemler tanıtılmıştır. Fenomenoloji, bu çalışmada öne çıkması bakımından genel olarak tanımlanmıştır. Daha sonra göstergebilimsel yaklaşım ve onun gibi anlam iletme yönüyle öne çıkan sembolik yaklaşım ve sözsüz iletişime dayalı yaklaşımların genel bir tanımı verilmiştir. Üçüncü bölümde iletişim boyutuyla öne çıkan yaklaşımların ışığında evin yüklendiği anlamlar ve roller aktarılmıştır. Evin anlamını toplumsal değişim süreçleri içinde anlatılmış, ekonomik, politik ve sosyal etmenlerin bu anlamı belirlediği sonucuna varılmıştır. Dördüncü bölümde ise fenomenolojik yaklaşımların sonucunda evin anlamı mekansal, zamansal, sosyo-kültürel olmak üzere üç başlıkta toplanmıştır. Heidegger'in Building, Dwelling, Thinking isimli bildirisinin barınma kavramını var olmakla eşdeğer gören yaklaşımı ve bu düşüncenin güncel mimarlık eleştirisindeki yeri anlatılmıştır. Sonuç bölümünde evin insan varlığını bütünleyici bir etki taşıdığı ancak bunun olumsuz sonuçlar da getirebildiği düşüncesi yer almıştır. Bu bağlamda mimarın görevi, evin anlamlarının ve bu anlamların taşıdığı çelişkilerin bilincinde olmak olarak tanımlanmıştır.