Özet:
Geçmişten günümüze teknoloji daima gereksinimlere cevap olarak ortaya çıkmış ve endüstri devriminden high tech hareketin oluşumuna kadar mimarinin ötesinde gelişmeler göstermiştir. High tech hareketin oluşumuyla birlikte mimarlık, teknolojik anlamda hakkettiği yeri almıştır. Yapı ve yapım alanındaki gelişmeler, yeni yapım sistemlerini, yeni yapım tekniklerini ve yeni malzeme olanaklarım beraberinde getirmektedir. High tech, ağır betonarme sistemleri reddederek, endüstri teknolojisini bina üretiminde kullanmayı amaçlamaktadır. Geleneksel mimarinin dışında endüstriyel teknolojiyi kendilerine esas alarak daha önce yapılmamış alternatif bir yapı tarzım temsil eden Eiffel Kulesi, Crystal Palace gibi fuar yapılan ve kağıt mimarlığı projeleri, high tech hareketin oluşumunda etkili olmuşlardır. Tek katlı fabrika yapılan ve ev projeleriyle başlayan yönelim daha sonra ofis yapılan ve araştırma merkezleri gibi büyük ölçekli projelere taşınmıştır. Bu çalışmada, kent dokusunda yapılmış high tech ofis yapılan ve bu yapıların çevresiyle olan etkileşimi incelenmektedir. Bu doğrultuda tezin birinci bölümünde tezin amacı, kapsam ve sınırlan belirlenmiştir. ikinci bölümde, bilim,teknoloji ve mimarlığın etkileşimiyle ortaya çıkan high tech akımın oluşum süreci ve bu sürece etki eden mimarlar, yapılar, ütopyalar ve düşünsel projeler (kağıt mimarlığı) incelenmiştir. Son olarak ta high tech akımın mimari ve ekonomiye olan etkisi araştırılmıştır. Üçüncü bölümde, high tech akım ofis yapılarının tanımlaması yapılmış, bu yapıların ortak özellikleri ve bu yapılarda karşılaşılan sorunlar belirtilmiştir. High tech akınım en önemli yapılarından olan Lloyd's Binası, Hong Kong Bankası, Century Tower gibi büyük ölçekli ofis yapılan incelenerek, bu yapıların gelişim süreçleri ve geliştiren yeni sistem ve teknikler ortaya konmuştur. Teknolojik gelişmeler sonucunda geleneksel ofis yapılarının yerini esnek çalışma mekanlarından oluşan enerji korunumlu, fonksiyonel high tech ofis yapılan almıştır. Dördüncü bölümde, kent içinde yapılmış high tech yapıların çevre ile etkileşim problemleri ve ekolojik ofislerin gelişimine olan etkisi incelenmiştir. Çift cepheler, dış gölgelendirme elemanları gibi high tech altyapılı gelişmiş cephe teknolojilerinin seçimi ve gün ışığının verimli kullanımıyla, enerji tasarrufu konusunda gelişmeler sağlanmıştır. Sonuç bölümünde, high tech akımın oluşumunda teknolojini önemi ve high tech ofis yapılarının, ofis gelişimine ve ekolojik ofislere olan etkisi üzerinde durulmuştur. High tech ofis yapılarında geliştirilen sistemlerin ve özellikle high tech düşüncenin temelinde yatan makine anlayışında fonksiyonel binaların getirdiği kentsel kaygıların, ekolojik ofis yapılarının gelişiminde etkili olduğuna ve bu süreci hızlandırdığına yönelik düşünceler geliştirilmiştir.