Özet:
Bu çalışma kapsamında öncelikle XIX. Yüzyılda Avrupa'da sanayileşme hareketleri ve bunun demiryolu sistemine olan etkileri incelenmiştir. Demiryolunun Türkiye'deki gelişimi ise Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet sonrası dönemlere ayrılmıştır.İstanbul Anadolu'ya ve Avrupa'ya uzanan demiryolu ağının başlangıç noktasıdır. Demiryoluyapımı sayesinde İstanbul'da Haydarpaşa-Gebze hattında ve Sirkeci-Halkalı hattında birçok istasyon binası yapılmıştır. İstanbul silüeti içerisinde özellikle Haydarpaşa Garı ve Sirkeci Garı'nın önemli bir yeri bulunmaktadır.Haydarpaşa yerleşiminde yer alan Haydarpaşa Tren İstasyonu, Haydarpaşa Limanı, Muhacır Misafirhanesi, Askeri Karakol, Elektrik Santrali, Yemekli Yataklı Vagonlar Şefliği,Haydarpaşa Vapur İskelesi, Gümrük Binası, Liman İdaresi, Polis Karakolu ve Bekleme Salonu bu çalışma kapsamında araştırılmıştır.Haydarpaşa Tren İstasyonu, deniz cephesi Neo-Rönesans düzende olmakla birlikte, yer yer barok mimari üslubunun biçimsel öğelerinin de kullanıldığı eklektik üslupta bir yapıdır. Muhacır Misafirhanesi Mimar Kemalettin'in erken dönem eserlerinden olmakla birlikte I.Ulusal mimarlık akımının da temsilcilerindendir.Askeri Karakol, Gümrük Binası, Liman İdaresi, Polis Karakolu ve Bekleme Salonu oryantalist bir mimariye sahiptir. Bu yapılar bir kompleksin parçaları olarak eş zamanlı biçimde tasarlanmıştır.1903'te yapımı tamamlanan elektrik santrali binası cephedeki kapı ve pencere kemerlerindeki dairesel tepe penceresi ile Alman Art Nouveau'sunun etkilerini taşır.Haydarpaşa Tren Garı'nın önünde yer alan Haydarpaşa Vapur İskelesi 1335(1916-17)tarihinde yapılmıştır. Vedat Tek tarafından inşaa edilen iskele Kütahya Çiniciliğinin değerli çinileriyle süslü Osmanlı döneminin son eserlerindendir.Bu tez çalışması kapsamında Askeri Karakol binası ve Muhacır Misafirhanesi'nin analitik rölöve çalışmaları yapılmış, yapıların mimari özellikleri, mimari üslupları ve bozulmaları incelenmiştir. Her iki yapıya da yeni işlevler verilmiştir.