Özet:
Bu çalışmada mimarlıkta hareket kavramı incelenmekte, hareketin mimarlığa katkısı ve mimarlığa getirecekleri sorgulanmaktadır. Bugüne kadar mimari yapılar durağanken mekânları kullanan insanlar bu durağan mimarlığa uygun olarak hareket etmekte, buna uygun bir yaşam tarzı geliştirmekte ve mekânlar belli fonksiyonlara hizmet etmekteydi. Bu çalışmada, bunun tersi olan durum, yani mimari yapıların kendisinin ya da belli bölümlerinin hareketli olması durumu, insanların tasarıma ya da çevreye göre uyum sağladığı değil,tasarımın insan yaşamına ve çevresel koşullara uyum sağladığı durum incelenmekte, ayrıca bu amaçla geliştirilen yeni sistemler ve malzemelerle ulaşabileceği noktalar irdelenmektedir.Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde, yeni malzemeler ve yeni sistemler doğrultusunda hareketsiz mimarlıktan çok, değişebilir, uyarlanabilir mimari örnekler sıkça karşımıza çıkmakta ve bu alanda sınırlar zorlanarak daha çeşitli arayışlara doğru gidilmektedir. Bu tezde hareketin mimarlıkta önemli bir yeri olduğu göz önünde bulundurularak, hareketin mimarlığa getireceği yenilikler ve değişebilen, uyarlanabilen sistemlerin potansiyelleri araştırılmıştır.Ayrıca hareketli sistemler konusunda çeşitli sınıflandırmalar yapılmış, bu alandaki örnekler etraflıca incelenmiş, doğadaki hareketler, canlıların çevresine nasıl uyum sağladıkları araştırılmış ve geliştirilen hareketli sistemlerle karşılaştırılması yapılmış, doğadaki malzemeler ve bugün geliştirilen malzemeler arasındaki bağıntı da incelenmiştir.