Özet:
M.Ö. 3500'e dayanan ve M.S. 2000' lere kadar uzanan bir geçmişi olan Anadolu'nun en eski ve en önemli şehirlerinden Kayseri, her dönem önemli tarihi ve ticari gelişimlere sahne olmuştur. Tarihi çağlardan beri uluslararası boyutlara ulaşarak zamanla gelişen ticaretiyle köklü bir ticari yapı geleneğine sahiptir.Selçukluların en önemli ticaret merkezlerin biri olan Kayseri'de çarşılar, şehrin etrafında, sur dışında yer alırken, Osmanlılar döneminde, ticari yapıların hepsi şehir merkezinde, sur içinde yapılmaya başlanarak, Geleneksel Ticaret Dokusu oluşmaya başlamış ve zamanla büyümüştür. 1497'de Kayseri Sancak Beyi Mustafa Bin Abdulhay tarafından "Kayseri Hançerli Sultan Vakfı Bedesteni" ve etrafındaki 38 dükkan, kapalı çarşının ilk yapısı olarak yaptırılarak ticari dokunun oluşumunu başlatmıştır.Bedestenin önceki vaziyetlerini bildiren birçok vesika, tarihi kayıt vardır. En son 1975'te basit onarımı yapılan yapı hiç ciddi bir onarım görmemiştir. Bedesten ticari doku bütününde çevresiyle ve yapı bazında farklı dönemlerde hem işlevsel, hem fiziksel bakımdan, ihtiyaçlar, istekler ve değişen koşullar neticesinde, değişimler ve onarımlar geçirerek bozulmuştur. Zamanla özellikle işlevsel bakımdan oluşan bu değişimler yapı ve çevresini bakımsız, gidilmeyen bir bölge yaparak bozulmasını hızlandırmıştır. Bu tezde, tüm bunlar, ilk defa detaylıca hazırlanan "Rölöve çizimlerinde" belirtilmiştir. Bugüne kadar var olan haritaların hiçbirisinde sınırları bile tam belli olmayan bedesten, ilk defa hazırlanan vaziyet planında, çevresindeki ticaret dokusuyla birlikte detaylıca gösterilmiştir.İncelenen belgelerle, yerinde yapılan tespitlerle, ilgili kurumlarla ve çevrenin eski halini bilen kişilerle görüşülüp eksik kalan bilgiler, diğer Osmanlı dönemi bedestenleri incelenip kıyaslanarak yapının farklı dönem restitüsyonları yine bu tez de hazırlanmıştır. Bunlar yapılırken bedestenin günümüzde yok olmuş, vakfiyede geçen çeşme üzerindeki mescidinin kaynaklarda geçen yerinin asıl yeri olmadığı fark edilerek, onunda gerçek yeri kesin ve doğru olarak tespit edilerek, yapının ilk defa hazırlanan restitüsyonunda çizime yansıtılmıştır. Ayrıca bedestenin kuzey bölümünün üzerindeki kubbenin "dua kubbesi" olduğu ve Kuzey taraftaki asıl orta bölüme açılan kapının üzerindeki kitabenin yerine tam yerleştirilmediği yine ilk defa bu tezde vurgulanarak sebepleri belirtilmiştir.Yine ilk defa detaylıca bu tez çalışmasında hazırlanan restorasyon projesinde, en az müdahaleyle en iyi koruma yapılarak bedestenin gelecek nesillere doğru bir şekilde ulaşması için plan şemasına uygun, orijinal halini bozmadan, canlı tutularak kullanılabileceği içinde birçok birimin bulunduğu bir "Kültür Merkezi" işlevi verilmesi önerilmiştir. Ayrıca, çevresiyle birlikte düşünülerek etrafı meydan olarak düzenlenerek, restorasyon önerisi çizime yansıtılan bedestenin etrafındaki yapıların işlevi içinde fikirler önerilerek, hem işlevsel hem de fiziki olarak bu bölgenin bütünüyle iyileştirip, canlandırılıp, herkesin gelebileceği bir yer yapılması amaçlanmıştır.