Özet:
Tarihi çevreler, yaşayanlarına hissettirdikleri güçlü aidiyet duygusu, mimarlar için her zaman kullanılabilir bir kaynak olmaları ve geçmişe ait, sosyal, kültürel ve ekonomik yapıları barındırmaları gibi birçok sebepten dolayı değerlidirler ve korunmaları gerekir.İstanbul gibi çok aktif ekonomik hayata sahip bir şehrin sahip olduğu tarihi çevrelerin korunması ise gereklidir. Sürekli yeni yapılar yapmak tarihi bölgelerin sahip olduğu yer duygusunu (atmosferi / kimliği) zedeleyen en büyük etkenlerden birisidir.Çalışmada ilk olarak, `tarihi kent' ile ilgili kavramlar araştırılmış ve `tarihi kent' in değerininin nasıl oluştuğu incelenmiştir. Değeri belirleyen en büyük etkenlerden birinin `yer duygusu' olduğu görülmüş ve çalışmanın devamında `yer duygusu' önce kavramsal olarak devamında ise mimari öğelerine ayrılarak irdelenmiştir.Bulunan veriler ve yorumlar ışığında İstanbul ve yurtdışındaki tarihi kentlerde gerçekleştirilmiş yeni yapılar incelenmiş ve sonuçlar bir tablo halinde bölümün sonunda verilmiştir.Çalışmanın sonuç bölümünde ise tarihi kentlerde yapılan yeni yapı tasarımlarının, kentteki mevcut `yer duygusu' na zarar vermeden nasıl tasarlanabileceği irdelenmiştir.Son olarak lisans eğitimim sırasında, İstanbul'un tarihi bölgelerinde yaptığım iki mimari proje çalışmada ortaya çıkan veriler ışığında revize edilerek çalışmanın Ekler bölümünde sunulmuştur.