Özet:
Mimarlık eğitimi alan kadınların erkeklere oranı artarken, inşaat sektörü erkek-egemen yapısını korumaktadır. Türkiye'de yüksek öğrenimini mimarlık dalında yapmış kadınlar meslek hayatına etkin katılamamakta ve bu kadın işgücünden insan kaynakları açısından etkin şekilde yararlanılamamaktadır. Kadının ücretli ve ücretsiz işgücü oluşturması endüstri öncesi süreçlere uzanmaktadır. Kadınlar inşaat gibi erkek-egemen işlere erkek işgücünün azaldığı savaş dönemlerinde kısa süreli olarak katılsalar da, sektörde teknik çalışan olarak görev almaları 1970'lerde gerçekleşmiştir. İnşaat sektörünün maço imajı doğrultusunda kadının sektöre girişinin az oranda görülmesi hukuki, kültürel ve sosyal öngörülerle ilişkilendirilmektedir. Ayrıca, inşaat sektörünün karakterinin ve istihdam yapısının da kadın mimarların sektörde çalışmayı tercih etmemesinde ya da kısa süreli bulunmasında etken olduğu kabul edilmektedir. Özellikle inşaat sektöründe işe alınma koşulları, düşük ve adaletsiz ücret politikaları, annelik-çocuk bakımı, iş ortamında cinsiyetçi tavırlar, üst kademe terfilerde kadın mimarların karşılaştığı cam tavan, yaratıcılığı engelleyici tavırlar, erkek-egemen çalışma ortamı, uzun-düzensiz çalışma saatleri, esnek olmayan çalışma biçimleri, kayıt-dışı çalışma, meslek kurumları ve hukuki düzenlemeler kadınlar için zorlayıcı olmaktadır. Türkiye'deki kadın mimarların işgücüne katılım şartlarını belirleyebilmek amacıyla kadın mimarların inşaat sektörüne bakışı, çalıştıkları kurumda şartları ve sektörde birey olarak şartları nicel ve nitel olarak araştırılmıştır. Nicel araştırmada İstanbul il sınırında bulunan 5 farklı faaliyet alanında görevli kadın ve erkek mimarlara anketler gönderilmiştir. Nitel araştırmada ise bu alt-sektörlerde görevli kadınlarla yarı-yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Bu iki çalışma anlamlı sonuçlar elde etmek amacıyla birleştirilmiştir. Bulgular kadınların sektörde yaşadığı zorlukların başında düzensiz çalışma saatlerinin geldiğini, şantiyede çalışmayı kadın mimarların çok azının tercih ettiğini, eşitlik kavramının kadın mimarlar için önemini koruduğunu ve annelik durumunun kadınların mesleki ilerlemesine engel olduğunu göstermektedir.