dc.description.abstract |
İstanbul, tarihinin günümüze kadar Dünya'nın en önemli şehirlerinden biri sayılmış, birçok medeniyete ve büyük bir nüfusa ev sahipliği yapmıştır. Konut stoğundaki ihtiyaca rağmen İstanbul'un böyle bir cazibe merkezi olması ise, onu önemli bir sanayi, ticaret, yatırım ve yerleşim alanı haline dönüştürmüştür. Bu da yerleşim alanlarının sürekli gelişmesine, yatırım alanları çevresinde odaklanmasına, ulaşım ağlarına ise her geçen gün yeni yüklerin binmesine yol açmaktadır.Bu durum son on yıllık süreçte yatırım alanlarına yakın bölgelerde veya ulaşım açısından avantajlı noktalarda rezidans adı verilen lüks konut oluşumlarının sayısı artmasına yol açmıştır. Birçok rezidans projesi de beraberinde iş merkezi ya da alışveriş merkezi ile beraber projelendirilmekte ve ana ulaşım aksları üzerine kurulmaktadır. Ayrıca rezidans projeleri eskiden beri süregelen konut kavramını hatta lüks konut yaklaşımını da beraberinde sundukları hizmetlerle farklı bir noktaya taşımakta, klasik konut işlevlerine yenilerini eklemektedir.Bu çalışmada İstanbul'daki konut kullanıcı profili ile birlikte bu alanlar incelenecek ve bu alanların nasıl bu kadar ilgi gördüğü ve kullanıcının hangi kriterleri değerlendirmeye alarak bu alanlara yöneldiği tartışılacaktır. Bu çerçevede yerli ve yabancı yatırımcıların yer seçimi açısından ne gibi farklı yaklaşımlar gösterdiği de incelenecektir. Çalışma göstermektedir ki, şehrin önemli ticaret alanları üzerinde yoğunlaşan bu yapılar hem bir statü göstergesi aracı hem de yeni bir yaşam tarzı sunmaktadırlar. |
|