Özet:
Yapı tasarımında aydınlatma çoğu zaman yalnızca görme eylemini karşılamak amacıyla ya da ilgi çekme aracı olarak algılanmaktadır. Bu nedenle hacimlerde gereksiz aydınlatma sistemleri kullanılmakta ve uygun olmayan aydınlık düzeylerine ulaşılmaktadır. Yapılan çalışmalara göre, ışığın insan üzerinde görünür (görme sistemi ve buna bağlı) ve görünür olmayan etkileri (biyoritm döngüsüne bağlı) vardır. Bununla birlikte günışığı eksikliği birçok hastalıkla ilişkilendirilmektedir. Kapalı ortamlarda geçirilen zamanın fazlalığı ve birçok kişiyi etkilemesi nedeniyle bu sorunun denetim altına alınması gereklidir.Aydınlık düzeylerine bağlı sağlık sorunlarının önlenmesine yönelik denetimde öncelikle yapı içinde oluşan aydınlık düzeyleri, yapılan işin niteliği ve kullanıcı sağlığı gibi özellikler belirlenmelidir. Bu nedenle çalışmada öncelikli olarak aydınlatma ile ilgili öğelerin tanımları ve sınıflandırması yapılmıştır. Sonrasında görme sistemi ve görsel algılama aracılığıyla aydınlık düzeyi, göz ve biyolojik ritm arasındaki ilişki kurulmuştur. Bu etkeninin kullanıcı sağlığı üzerindeki biyolojik, psikolojik, sosyolojik etkilerinin tanıtılmasının ardından, yapı içinde alınabilecek önlemler ve öneriler açıklanmıştır.Günümüzde kaliteli bir yaşamın önemli bir ölçütü olarak sağlıklı bir yapı ve çevresi kabul edilmektedir. Temel gereksinimlerin karşılanması sağlıklı toplumların oluşması sağlayarak yapı etkenli hastalık ve kazalar nedeniyle oluşabilecek ülke ekonomisi kayıplarının önüne geçilecektir.