Özet:
İnsanın en temel güdülerinin başında, bulunduğu mekânı tanıma ve keşfetme arzusu bulunmaktadır. Kişi fiziksel çevreyi anlamlandırmaya başladığında yere ait ögelerin nitelik ve niceliklerini bilincinde değerlendirerek yer ile arasında bir bağ kurar. Bu sebepten, zaman döngüsü içinde meydana gelen tarihsel ve toplumsal gelişimler, insanın sosyal, algısal ve fiziksel gereksinimlerini değiştirdiği gibi dolaylı olarak toplumların ortak alanları olan kamusal mekânları da farklılaştırmaktadır.Kent örüntüsü içinde zamanla değişen, dönüşen ve eklemlenen kamusal mekânların kent üzerine etkileri, tanımladıkları boşluklarla oluşturdukları kamusal arayüzlerin, kullanıcıların bilincinde sahip olduğu görsel ve algısal tesirden kaynaklanmaktadır. Yatay ve düşey bileşenleriyle kamusal arayüzler, onu tanımlayan nicelik ve niteliklerle yüzeylerini oluşturduğu kentsel dokunun fiziksel ve görsel özellikleri belirleyerek kullanıcılar için algısal anlamda değişen durumlar ortaya çıkarmaktadır.Bu çalışma kapsamında, birinci bölümde, tezin amacı, literatür i ve hipotez anlatılmaktadır. İkinci bölümde, bireysel ve toplumsal olarak insanın çevre içindeki yeri ile duyusal ve bilişsel anlamda çevreyi algılama biçimleri ifade edilmiştir. Üçüncü bölümde, kamusal alan kavramı, gelişim süreci ve temel bileşenleri ele alındıktan sonra kamusal arayüz kavramı ile onu oluşturan ve tanımlayan kullanıcı gereksinimleri, algısal, fiziksel ve kavramsal nitelikler alt başlıkları ile ayrıntılı olarak incelenmiştir. Dördüncü bölümde, alan çalışması olarak seçilen Berlin-Mitte bölgesindeki Alexanderplatz'ın tarihsel ve mekânsal gelişim süreci yer almaktadır. Beşinci bölümde Alexanderplatz ve çevresi ele alınarak hazırlanmış üst ve alt ölçekli analizler kamusal arayüzlere ait, onu oluşturan ve tanımlayan niteliklere göre detaylı bir biçimde irdelenmiştir. Son bölümde ise Alexanderplatz'la ilgili elde edilen bilgilere dair değerlendirmeler, sonuç ve öneriler bulunmaktadır.