Özet:
Devletçe bastırılıp tedavüle sunulan, üzerinde değeri yazılı, madeni veya kâğıttan ödeme aracı olan para, tarih boyunca, devletler için egemenliğin en önemli simgelerinden biri olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nda da, kurucusu olan Osman Bey zamanından beri, para basıldığı bilinmektedir. Osmanlı'da madeni paralara "sikke", para basma işlemine "darp", para basılan yere ise "darphane" adı verilmekteydi. imparatorluk süresince, birçok şehirde darphane kurulmuş ve para basılmıştır. İstanbul'un fethinden itibaren İstanbul Darphanesi merkez darphane konumunda olmuştur. 16. yüzyıldan itibaren, Topkapı Sarayı içinde darphane olduğu bilinmektedir. 18. yüzyıldan sonra ise Topkapı Sarayı 1. Avlusu'ndaki "Darphane-i Amire", İstanbul'da para basılan tek darphanedir. 19. yüzyılda imparatorluğun tek darphanesi haline gelen Darphane-i Amire, cumhuriyetin kurulmasından sonra da, 1967 yılına kadar üretim faaliyetini devam ettirmiştir. Topkapı Sarayı 1. Avlusu'nda yer alan Darphane-i Amire, para darbının gerçekleştirildiği idare ve üretim yapılarının yanı sıra, kıymetli evrak basılan Damga Matbaası yapılarından meydana gelmektedir. Darphanenin taşınmasının ardından bos kalan yapılardan çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Darphane-i Amire yapılarından sadece Damga Matbaası, günümüzde de özgün faaliyetini sürdürmektedir. Bu çalışmada Darphane-i Amire yapılarının tarihsel süreçleri ve mimari nitelikleri incelenmiş, Damga Matbaası dışındaki yapıların mevcut rölöveleri bir araya getirilmiş, günümüzdeki durumları tespit edilmiştir. Damga Matbaası'nın mevcut durumu çizim ve fotoğraflar ile belgelenmiş, yapısal, mimari ve işlevsel sorunları irdelenmiştir. Yapının üzerinde tespit edilen veriler değerlendirilerek bir restitüsyon önerisi oluşturulmuştur. Damga Matbaası'nın özgün durumunda korunabilmesi için alınacak acil önlemler belirlenmiştir. Darphane-i Amire yapılarının özgün kimlikleri korunarak, teknoloji müzesi olarak işlevlendirilmeleri önerilmiştir. Darphane-i Amire yapılarında özgün makinelerin tekrar faaliyete geçirilerek eski teknolojilerin tanıtılması ve yapılardaki özgün üretimin canlandırılması, yapılara mimari değerlerinin yanı sıra teknoloji tarihi bakımından ayrı bir değer katacağı muhakkaktır. Bu değerlerin gelecek nesillere aktarılabilmesi için, Darphane-i Amire yapılarının, özgün kimlikleri korunarak, yasatılması gerekmektedir.