YTÜ DSpace Kurumsal Arşivi

Yöresel kültürün sunumunda kent ölçeğinde sergileme: Şanlıurfa örneği

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author Karaçizmeli, Şeyda
dc.date.accessioned 2020-11-11T10:57:47Z
dc.date.available 2020-11-11T10:57:47Z
dc.date.issued 1998
dc.identifier.uri http://dspace.yildiz.edu.tr:6060/xmlui/handle/1/11661
dc.description Tez (Yüksek Lisans) - Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998 en_US
dc.description.abstract Tez, yöresel kültürü oluşturan, tek tek her alt kültürün tanınması ve kavranmasında, Müzeolojik anlamda kente bir müze binası, kent kültürünü oluşturan tüm alt kültürlere de müze malzemesi olarak bakmayı savunur. Öncelikle yaptığımız kabul, insanın kenti, kentin de insanı biçimlendirdiği yönünde. Halen devam eden bir süreç içinde kent, içinde barındırdığı insanın, dini, siyasi ve ekonomik ihtiyaçlarına göre üzerinde kurulu olduğu coğrafyaya bağlı olarak şekillenmiştir. Kentin oluşturduğu platformun üzerinde de sonsuz sayıda senaryolar yazmak ve oynamak da insanın ödevi olagelmiştir. İkinci kabul ise kültürün evrimsel bir olgu olduğu ve toplumsal hayattaki değişimlere göre çeşitleneceği ve yok olabileceğine ilişkindir. Hızı gittikçe artan bir şekilde gerçekleşen, toplumlararası etkileşim sonucunda, kitleler farklı yollardan ulaşan yenilikleri kendi yorumlarıyla kendi sosyo-kültürel hayatlarına katarlar. Bunun sonucunda oluşan başkalaşımların tutarlı, trajik ya da gülünç olma ihtimalleri vardır ama yine de sonuçta bir değişim söz konusudur. Bugün sorun, yorumun ortadan kalkıp yerini açlığa, bilinçsizliğe ve hazırcılığa bırakmış olması, sonucuysa kaybolan maddi, manevi sınırlarla beraber silikleşen toplumsal kimliktir. Bu kabuller sonucunda sürekliliğin sağlanması için uğraş vermek ve bunu kitlelerin kaygısı haline getirmek tarihiyle yaşamak isteyenlerin görevi olmuştur. Talep edilmeyen farkında olunmayan duyarlılık gösterilmeyen uygulamalarsonuçsuz kalacağı için, korumanın toplumun üzerinde ısrar ettiği bir eylem haline dönüştürülmeye ihtiyacı vardır. Müzecilik biliminin üzerine düşen görev, bir tür bütünleyicilik olarak görülür. Arkeolojinin, etnografyanın, sanat tarihinin, doğa tarihinin, jeolojinin, endüstri tarihinin, v.s., ortaya çıkardığı bulguları, farklı kurgularla, toplumun farklı katmanlarına ama tek bir amaca bağlı kalarak ulaştırmak, müzecilik bilminin var oluş nedenidir. Sergileme metodları ve mantığı, izleyici ile izlenen arasında gerçekleşen tek yönlü etkileşimin kontrol mekanizmalarıdır. Diğer bir deyişle müzecinin dilidir. Müze yönlendirir, eğitim kurumu kimliğiyle, neyin, nasıl okunması gerektiğini belirler. Müze malzemesi olarak niteleyebileceğimiz her obje grubu, birden farklı okunabilirlik özelliğine sahiptir. Objelerin bir araya getirilişindeki seçme kriteri, hangi objenin, hangi niteliğinin ortaya konulacağı gibi değişkenlerle yapılan oynamalar, büyük anlamsal çeşitlemelere yol açacaktır. Bu sebeple objeye yüklenecek değerler çoğaldıkça, donanımsız gözlerden bir anlam çıkarmasını beklemek gereksizlesin Kısacası eğer sergi bir kavram dahilinde bir araya getirilmiş objelerden oluşuyorsa yaratacağı etki objelerin tek tek yaratacağı etkiden daha fazla olacaktır. Konu taşınabilir ya da taşınamaz kültür varlığı, bir bitki ya da kent olsun, herşeyi bir çok değişik biçimde okumak mümkündür. Neyi okumak istediğini ya da neye gereksinimi olduğunu fark edemiyecek çoğunluk için, belirli bir kurgu, ardından da yönlendirme, çok önemlidir.IV Obje bir kent, amaç da yarın ile dünün köprüsünü kurmak, yarın için dünü bilmek, dünü yarına referans verebilmek ise, hassasiyeti arttırmak gerekir çünkü kent müzeciliğe malzeme olabilecek her türlü nesneden çok daha fazla anlamı bir arada taşıyan, belki de hepsinden daha çeşitli bir biçimde okunabilecek bir konudur. Bir kenti ve kent kültürünü, özellikle de yaşayan değerleri, görülür anlaşılır hale getirmenin, sınırları belirli bir mekanda gerçekleştirilemiyeceği açıktır. Çok iyi kurgulanmış dahi olsa, bir müze mekanı içinde kentin bizi sarmalamasını beklemek ile bunu birebir yaşamak arasında kıyasa meydan vermeyecek kadar büyük fark vardır. Dışarıda yaşayan kenti dört duvar arasına sokmak ancak onun kötü bir taklidini oluşturmakla son bulur kentin tarihsel dokusunu sergi mekanı olarak düşünen bütüncül bir yaklaşım ve korunması gerekenin kentin belleği olduğu gerçeği ile yapılan çıkış bizi, net, insanın kente göre konumunu belirleyebildiği, kentini algılayabildiği ve anlatabildiği bir sergilemeye götürür. Doğal ortamını yitirmiş kültür öğesine bir mekan yaratmak, bunun varlığı hakkın da insanları bilgilendirmek ve bu bağı canlı tutmaya çalışmak ideali bile objesi ve konusu kent kültürü olan bir sergileme ve kurgulamada sadece tamamlanmamış hissiyatı veren bir çaba olarak görülecektir. Bu şartlar altında yetkin ve bütüncül bir tanıtım için, İki şeye 1. Mevcut tüm verilerin ortaya konduğu bir merkeze, 2. Kentin tek tek öğeler olarak değil bütünselliği sağlayacak biçimde müzeolojik sunumuna gerek vardır. Bu düşüncelerden hareketle söz konusu olan kentsel kimliğin sunumu için Şanlıurfa üzerinde bir çalışma gerçekleştirdik.. Amaç varış anından terk edişe kadar etkin bir gezdirme ve bilgilendirmeV oldu. Bunun ancak kent sokaklarında uygulanabileceği düşünüldü. Bu şartlar altında ŞURKAVın ve Şanlıurfa Müzesinin faaliyetlerine ek olarak bir proje gerçekleştirildi.. Projenin akış şeması, yabancı bir ülkeye kara, hava ya da deniz yolu ile giriş sürecine referans verir. Hedef kurumsal bir kimlik ve bilimsel bir yolla, amaçlı amaçsız kenti tanımaya gelmiş ziyaretçilere araçlar sunabilmektir. Proje , kente varış, Şanlıurfa gümrüğü, Şanlıurfa olarak üç aşamalıdır. Kente varış, Urfa'da eksikliği fark edilen havalimanı ve otogar "info" merkezleri düşünülmüştür. Bunlar kenti takip etmek isteyenlere nereden başlayacaklarını işaretleyen, kendi başına yola çıkacaklara harita sunan merkezlerdir. Kenti bilmeyen ve tanımak isteyen izleyici için bugün resmi olarak var olan haritanın daha detaylısını ve cazibini oluşturduk. Böylece Şanlıurfa'nın kentsel dokusunu belirleyen ve sağlık konaklama gibi ihtiyaçlarına cevap olan bir haritası oldu Şanlıurfa gümrüğü, Kent ile ayrıntılı bir yüzleşme eylemine girişmemiş kent meraklısı için bir ön bilgilenim noktası düşünüldü. Bunun için tarihsel mekan organizasyonu, anlam içeriği ve merkeziliği ile bizim amacımızla birebir örtüştüğünüzü tespit etmiş olduğumuz "Gümrük Han" seçildi. Burada yapılması önerilen, şu an ki görünümüyle özgünlüğünü zedeleyen eklemelerden yalıtmak ve kapalı mekanlarda bir sergi, arşiv, araştırma merkezi oluşturmaktır. Bunun için statik ve hareketli öğelerle kapalı mekanlarda çalışılması uygun görüldü. Serginin ana gösterim öğeleri olarak, resim, fotoğraf, gravür, minyatür ve benzeri görsel malzeme ile panolar oluşturulması düşünüldü. Hareketli sunumlara ihtiyaç duyulan durumlarda sinevizyon gösterim teknikleri teklif edildi.V! Şanlıurfa, Kent imgesini oluşturmaya yönelik karakteristik yapıları içeren bir gezi programıdır. Tur programı, sivil, dini, ticari ve askeri yapılar olarak dört grupta çeşitlendi. Gezi programı Gümrük Han'ında burada olması nedeniyle, Ticari yapılar merkezinden başlar. Bu keşfetme tanıma biçiminde gelişen, yarı serbest bir gezidir. Dini yapılar güzergah üzerinde olmaları nedeniyle ikinci adımı oluştururlar. Urfa kalesi ve surlarıda görüldükten sonra (askeri mimari), gezi, sivil mimarlık örneklerinin en etkileyicisi, Şanlıurfa sokak ve ev örneklerini izleyebilme biçiminde son bulur. İkinci gün için geniş ölçekteki, Şanlıurfa çevresini ve GAP'ı kapsayan bir organizasyon düşünülmüştür. en_US
dc.language.iso tr en_US
dc.subject Yöre kültürü en_US
dc.subject Kültürün sergilenmesi en_US
dc.subject Şanlıurfa Müzesi en_US
dc.title Yöresel kültürün sunumunda kent ölçeğinde sergileme: Şanlıurfa örneği en_US
dc.type Thesis en_US


Bu öğenin dosyaları

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster