YTÜ DSpace Kurumsal Arşivi

Türkiye`de müzayede evlerinin sanat eserlerinin değerlendirilmesi yerinin belirlenmesi

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author Özkaraman, Ayşegül
dc.date.accessioned 2020-11-12T11:44:30Z
dc.date.available 2020-11-12T11:44:30Z
dc.date.issued 1999
dc.identifier.uri http://dspace.yildiz.edu.tr:6060/xmlui/handle/1/11675
dc.description Tez (Yüksek Lisans) - Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1999 en_US
dc.description.abstract Tarih ve kültür varlıklarının kuşaktan kuşağa aktarımları çeşitli yollarla olmaktadır. Bu yolların en önemlilerinden biri de müzayedelerdir. Müzayedeler, geçmişte tüzel kişiler tarafından düzenlenirken günümüzde bu hak, yasalarla özel şirket statüsünde olan müzayede evlerine devredilmiştir. Müzayede kavramının ortaya çıkması, koleksiyonculuk bilincinin toplumlarda kabul görmesiyle paralellik gösterir. Koleksiyonculuğun başlangıcı, insanlığın yerleşik hayata geçtiği döneme kadar iner, önceleri gelecekteki gereksinimlerini düşünerek yiyeceğini ve giyeceğini toplayan insan, zamanlara bunlara savunma aletlerini de eklemiştir. Çok Tanrılı dinlerin ortaya çıkmasıyla adak törenlerinde kullandıkları eşyaları ve putları saklamaya başlamıştır. Yunan ve Roma' da dini objelerin yanısıra güzelliklerin ve gündelik hayatın işlendiği vazolardan, heykellerden koleksiyonlar oluşturulmuştur. Ortaçağ' da kralların, soyluların ve din adamlarının, koleksiyon oluşturmaktaki amaçlan, halka üstünlüklerini göstererek otoritelerini güçlendirmek istemeleridir. Rönesans döneminde bu gruba ticaretle zenginleşen burjuvaziler de eklenmiştir. Geçmişten günümüze koleksiyon oluşturmaktaki sebep temelde hep aynı kalmıştır : Üstünlük gösterme. Ülkemizde koleksiyonculuk, maddi açıdan aynı düzeydeki insanların, birbirlerinden farklı olmalarını sağlayan bir hobidir. Halbuki batıda bu hobi, insanların yaşam biçimidir. Müzayede, antikaların ve sanat eserlerinin açık arttırma yöntemiyle satılmasıdır ve koleksiyonculukla paralellik gösteren bir olgudur. Aslında açık arttırma yoluyla satış bir ticari yöntemdir ve mezat olarak adlandırılır. Köle satışıyla başlayan mezatlar, günümüzde de balık hallerinde, çiçek toptancılarında, hacizli eşyaların satışında kullanılmaktadır. Müzayedelerin başlangıcını 16. Yüzyıla kadar indirmek mümkündür. İlk önce liman kentlerinde ticari hayatın gelişmesiyle başlayan müzayedeler, zamanla tüm dünyaya yayılmıştır. İngiltere' de 18. Yüzyılda kurulan Sotheby's ve Christie's müzayede evleri halen Londra merkezli olmak üzere dünyanın pek çok yerinde müzayede düzenleyen firmalardır. Ülkemizde müzayedelerin başlangıcı, 18. Yüzyılda Cevahir Bedesteni'nde düzenlenen mezatlara kadar iner. 19. Yüzyılda Sandal Bedesteni'nde hemen hemen her gün müzayedeler yapılmaktaydı. Atatürk' ün emriyle 1925-27 yıllarında başlayan ev müzayedeleri yerini özel şirketler olan müzayede evlerine bırakmıştır. Müzayede evleri, sanat eserlerinin değerlendirilmesinde büyük rol oynamaktadır. Sanat eserleri, yapıldıkları günden beri eser niteliği taşıyantablolar, heykeller, gravürler ve baskılardır. Müzayede evlerinin sahip olduğu müşteri potansiyeli düşünülecek olursa, sanat eserlerinin değerlendirilmesi bu kurumlardaki satışlarla en iyi şekilde yapılmaktadır. Koleksiyonculuk ve müzayede evleri birbirleriyle varolan kavramlardır. Bir taraftaki yanlışlıklar diğer tarafı da etkileyeceği için, kanunların denetimiyle bu denge sağlanmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde müzayede evlerinde yaşanan sorunların çözümü, temelde eğitim sistemimize bağlıdır. Bunu yanısıra uzmanlaşmanın önemi, toplumumuzun büyük bir çoğunluğu tarafından henüz kavranamamıştır. Bu sorunlar müzayede evi yetkilileri, koleksiyoncular, eğitimciler ve hukukçuların ortak çalışması ile çözümlenebilir en_US
dc.language.iso tr en_US
dc.subject Müzayede en_US
dc.subject Müzayede evleri en_US
dc.title Türkiye`de müzayede evlerinin sanat eserlerinin değerlendirilmesi yerinin belirlenmesi en_US
dc.type Thesis en_US


Bu öğenin dosyaları

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster