dc.description.abstract |
Soğuk Savaş döneminin bitmesiyle, uluslararası politikada değişiklikler
meydana gelmiştir. Bu değişiklikler, devletler, toplumlar, uluslararası kuruluşlar
arasında işbirliği, etkileşim gibi kavramların yeniden tanımlanmasını gerekli
kılmıştır. 1973 Petrol Krizi’yle birlikte enerji ihtiyacının ve devletler arası ekonomik
ilişkilerin uluslararası politika üzerindeki artan etkisi bu değişimlerden biridir. Bu
süreçte devletler arası ilişkiler geleneksel kalıplar yerine yeni kavramlarla
açıklanmaya başlanmıştır. Bu çalışmada ülkeler arasındaki işbirliğinin karşılıklı
bağımlılık teorisiyle açıklanması hedeflenmiş ve Türkiye ile Rusya arasındaki enerji
projeleri ele alınmıştır. Bu konunun seçilmesinin en önemli nedeni, önceki tez
çalışmalarında iki ülke arasındaki bağımlılık ilişkilerini karşılıklı bağımlılık
teorisiyle ele alan ve enerji ticareti ilişkilerini tüm projeleri kapsayacak şekilde analiz
eden bir çalışmaya rastlanmamış olmasıdır. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkileri
boru hattı projeleri ve nükleer enerji anlaşmalarının iki ülke arasındaki ilişkilere
etkisi bağlamında inceleyen çalışmalar bulunsa da, günümüzde enerji anlaşmalarının
önemi göz önüne alınarak karşılıklı bağımlılık ilişkisinin kapsamlı bir şekilde ele
alınmasına gerek duyulmuştur.
Tez çalışmasında, Soğuk Savaş sonrasında iki kutuplu dünya düzeninin
ortadan kalkmasının ülkeler arasında etkileşim ve işbirliğini arttırdığı ve böylelikle
ülkelerin birbirlerine karşılıklı bağımlı hale geldikleri varsayımını temel alınmıştır.
Bu doğrultuda, “Türkiye ve Rusya arasında karşılıklı bağımlılık var mıdır? Varsa
asimetrilerinin boyutu nedir?” sorularından hareket edilerek, aralarında karşılıklı
bağımlılığın olduğu, yapılan doğal gaz ve nükleer enerji projelerinin asimetrileri
arttırıcı bir etki yarattığı sonucuna varılmıştır. İki yönlü etki eden bu asimetriler
Türkiye’nin Rus enerjisine olan ihtiyacını arttırırken, bir yandan da Rusya’nın
Türkiye’nin talebine olan ihtiyacını arttırmıştır.
Çalışmada ilk olarak enerji güvenliği kavramının uluslararası politikadaki
etkisi ve dış politika, güvenlik, jeopolitik kavramlarıyla olan ilişkisi incelenmiş,
ardından karşılıklı bağımlılık teorisi ile olan ilişkisi ele alınmıştır. Daha sonra,
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Türkiye ve Rusya’nın bölge üzerinde ve
birbirlerine karşı uyguladıkları politikalar incelenmiştir.
Son olarak, Türkiye ve Rusya’nın anlaşmaya vardıkları Batı Hattı, Mavi
Akım, Türk Akımı doğal gaz boru hattı projeleri ve Akkuyu Nükleer Enerji Santrali
projesinin iki ülke arasındaki bağımlılığın asimetrilerini ne denli etkiledikleri analiz
edilmeye çalışılmıştır. |
en_US |