dc.description.abstract |
İlk çağlardan bu yana farklı biçim ve malzemelerle tasarlanan flüt, gelişimini
sürdürmüş ve 1847 yılında Theobald Boehm’ ün katkılarıyla son şeklini almıştır. Yeni
flütün mekanizması bugün kullandığımız flütlere çok benzemektedir. Flütteki yeni tını
arayışları çağdaş müzik kompozisyonlarındaki yeni tekniklerle kendini
göstermektedir. Bu araştırmada çağdaş flüt eserlerindeki tekniklerden armonikler,
kaydırma (glissando), kurbağa dili (flatter tonguing), multifonikler, çalma ve söyleme
(sing and play), perdelere vurma (key clicks), perküsyon etkisi, pizzicato, fısıltı tonları,
jet fısıltıları (jet whistle), trompet sesi ve mikrotonlar incelenmiş bu tekniklerin
kullanıldığı eserlerden örnekler verilmiştir. Mikrotonların notasyondaki farklı yazım
teknikleri irdelenmiş; alternatif parmak pozisyonlarına yer verilmiştir. Mikrotonal
seslerin kullanıldığı Sadık Uğraş Durmuş’un “At The Golden Horn”, Murat Yakın’ın
“Tantrum”, Robert Aitken’in “Icicle” ve Philippe Durville’in “After Effect” adlı
eserindeki mikrotonlar incelenmiştir. Bu eserlerdeki mikrotonların yazım biçimlerine
değinilmiş ve kullanımı ile ilgili açıklama yapılıp yapılmadığına yer verilmiştir.
Yapılan bu çalışmada, flüt eğitimi alan öğrencilerin farklı bir bakış açısı kazanmaları
ve çağdaş flüt eserlerinde kullanılan mikrotonlar hakkında bilgi sahibi olmaları
amaçlanmıştır. Bu sebeple yerli ve yabancı literatür taraması yapılmış, “At The Golden
Horn”, “Tantrum”, “Icicle” ve “After Effect” adlı eserlerin kayıtları dinlenerek detaylı
bir şekilde incelemeleri yapılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda, mikrotonların flüte
farklı tınılar kattığı ve bu sayede flütün tonal anlamda zenginleşerek farklı müzik
tarzlarında da kullanılabilir hale geldiği görülmüştür. |
en_US |