dc.description.abstract |
Bu çalışma, modern toplum anlayışının son dönem Osmanlı düşüncesinde nasıl
karşılık bulduğunu anlamayı hedeflemiştir. Klasik hukuk düşüncesinin yerinden
çıkarılmasından sosyolojinin kurumsal olarak kabul edildiği dönem aralığıyla
sınırlandırılan son dönem Osmanlı düşüncesi, düşünce-toplum ilişkisi üzerinden
araştırılmıştır. Osmanlı özelinde değerlendirmeye geçmeden önce, düşünce-toplum
ilişkisinin dönüşümü doğal hukuk üzerinden tartışılmıştır. Modern öncesi dönemde
düşünce-toplum ilişkisinin taşıyıcısı doğal hukuk, sosyal teorinin öncülü kabul
edilmiş ve ikisi arasında devamlılık olduğu tezi araştırmanın teorik yönünü
oluşturmuştur. Toplum tasavvurunun sistematik karşılıkları olmalarının yanında,
doğal hukuk ve sosyal teori düşünceden eyleme giden metoda sahip oldukları için
selef-halef rolündedir. Bu devamlılık ışığında, dönüşüm düşünürler ve ekoller yerine
toplumsal formasyon temelli değerlendirilebilmiştir. Doğal hukuk adil toplum düzeni
teklif ederek topluma müdahalede bulunuyordu, sosyal teori ise toplumsal gerçekliği
bilimsel kanunlarla şekillendirmeyi hedeflemektedir. Son kertede, ikisi de toplumsal
formasyona göre şekil almakta ve onu değiştirmeye çalışmaktadır. Modern öncesi
dönemin toplum düşüncesi toplumsal praksis olarak kavramsallaştırdığımız bütüncül
bir tasarıma sahipti ve doğal hukukla somutlaşmaktaydı. Modern dönemde ise
kendine yeter alanların ortaya çıkmasıyla toplumsal praksis geçerliliğini kaybetmiş
ve teorik toplum tasarıma imkan tanımıştır. Bu bağlamda erken modern dönemden
itibaren burjuvazinin normlar üzerinde belirleyici olması tartışıldı. Böylece teoripratik
ayrışması olarak okuduğumuz dönüşüm felsefi ve toplumsal bağlamda
değerlendirildi. Tanzimat sonrası reformlar bu bağlamda okundu. Adalet dairesi
olarak Osmanlı özelinde karşılık bulan doğal hukukun meşruiyetini kapitalist
gelişmeler karşısında kaybetmesi değerlendirildi. Aydın-bürokrat tipolojisi, ilk hukuk
felsefesi kitabı ve ilk sosyal bilimler dergisinde yer alan sosyoloji makaleleri
üzerinden, meşruiyet krizi modern toplum düşüncesinin dinamikleriyle tartışıldı.
Sonuç olarak, Batı Avrupa'daki toplumsal formasyonunun ürünü sosyal teorinin
Osmanlı düşüncesine ithal edilmesinin, teorinin normatif yönünün araçsallaştırılması
ihtiyacından kaynaklandığına ulaşıldı. |
en_US |