dc.description.abstract |
Geçen yüzyılda, müze ve bilim merkezlerinin şekillenmesinde yapısal olarak yeniden
keşif dönemi yaşanırken, son yıllarda sergileme tasarımları oldukça yaratıcı ve bir o
kadar da karmaşık yapılar halini almıştır. Bu gibi alanlar, içindeki nesne topluluğunu
ifade eden, eğitimsel öğrenme ve yayma süreçlerinin başrolü olan kurumlardır.
Zaman içerisinde, yalnızca sanatı ve bilimi temsil eden mekânlar olmaktan çıkarak,
iletişim gücünü, tarihsel sürekliliğini korumak için fiziki düzeninde yaptığı
reformlara da yansıtması gereken, izleyicinin duyusal deneyimine açık, kurgusal
birer alana dönüşmüşlerdir. İnsan beyninin çeşitli duyusal bilgileri kullanma
eğiliminin müze ve bilim merkezlerindeki sergileme ve yorumlama prosedürleri
üzerinde etkisi ile etkileşimli mekân tasarımlarının; hem işlevsel hem de deneyimsel
mekân olasılıklarını araştırma potansiyelleri hala yoğun olarak irdelenmesi gereken
konulardır. İçeriği bilgiye dayalı bu tür mekânlarda ziyaretçi-mekân iletişimine
yönelik çoklu duyusal bir stratejinin izlenmesi, öğrenme ve hafıza süreçlerini
kolaylaştırması, müze ortamını ve içeriğini tüm ziyaretçiler için daha erişilebilir ve
kavranabilir hale getirmesi nedeniyle önem taşımaktadır.
Bu bağlamda araştırmanın amacı; anlatı teorisinin doğasını anlamak, mekânsal anlatı
olgusunun çağdaş sergileme tasarımı anlayışındaki okumalarını yapmak ve bu
alanlardaki deneyim odaklı tasarım yaklaşımlarının anlaşılmasına katkıda
bulunmaktır. Müze ve bilim merkezlerindeki mekânsal anlatıların deneyimsel açıdan
öncü bir rol oynadığı iddiasıyla, İsviçre Ulusal Müzesi’ndeki “İsviçre’de Arkeoloji”
ve CERN Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ndeki “Partiküllerin Evreni” sergi
projeleri araştırma kapsamına alınmış ve her iki sergi de; içerik ve anlatılar, tasarım
yaklaşımları ve çevresel faktörler açışından değerlendirilmiştir. Literatür taramadan
elde edilen bulgular ve incelenen örneklerden elde edilen sonuçlar ışığında müze ve
bilim merkezlerindeki sergilemelerde kurgulanmış mekânsal anlatının hedeflenen
bilgi mimarisinin inşasının yanı sıra, tematik birimleri kavramsallaştırarak medya
stratejilerine karar verdiği görülmektedir. Bu nedenle bilgiyi alımlamak için tüm
duyuların aktive edildiği katılımcı bir deneyim merkezi olarak mekânı
dönüştürebilme potansiyeline sahip olduğu ifade edilebilmektedir. |
en_US |