Özet:
İnsan hakları düşüncesinin gelişimi ve tüm alanlarda öneminin giderek artmasının sonucu olarak insan hakları gündelik yaşam içinde somut hale gelmeye başlamıştır. ‘Toplum için kültürel miras’ anlayışının ortaya çıkması ile birlikte kültürel miras insan hakları bağlamında ele alınmaya başlamış, insan hakları kültürel miras ile ilgili kuram ve uygulamaya dahil olmuştur. Kültürel mirasın korunması ve insan haklarının hayata geçmesini bir arada sağlamayı hedefleyen bu yöneliş mevcut kültürel miras anlayışında da değişimlere neden olmuştur. Bu çalışmanın amacı evrensel, ulusal ya da yerel ölçeklerdeki bir kültürel miras sisteminin insan hakları odaklı olması için sahip olması gereken özellikleri belirlemek ve İstanbul Tarihi Yarımada örneği aracılığıyla bir değerlendirme modeli oluşturmaktır.
Tez çalışması, insan haklarının korunması yoluyla kültürel mirasın korunduğu bir sistemin daha başarılı sonuç vereceği iddiasını ileri sürmektedir. Bu kapsamda tezin kavramsal kısmında birbiri ile ilişkili üç konu ele alınmıştır. Çalışma kültürel miras anlayışında gerçekleşen değişim ve bu değişimin mirasın farklı boyutlarındaki yansımalarının açıklanması ile başlamaktadır. İkinci olarak insan hakları ve insan hakları düşüncesinin günümüzde geldiği aşama ortaya konmuştur. İnsan haklarının kültürel miras kuramı ve uygulamasındaki yerinin incelenmesinin ardından, son olarak sentez niteliğinde insan hakları odaklı kültürel miras sisteminin sahip olması gereken özellikler sunulmuştur. Alan çalışması aşaması ise insan hakları odaklı kültürel miras sisteminin yapısının netleştirilmesini sağlamıştır. Çalışmanın sonunda ise İstanbul Tarihi 2 Yarımada’da geçerli olan koruma sisteminin hak odaklı sistem özelliği göstermediği ortaya çıkmıştır. Bu çalışma, insan haklarının kültürel miras anlayışı ve sistemi üzerindeki etkisinin tespit edilmesi konusunda öncü bir çalışmadır. Ayrıca açtığı tartışma ortamı ile hukuk, ekonomi, sosyoloji gibi farklı disiplinlere de katkıda bulunmayı hedeflemektedir.