Özet:
Mekan kavramı tarih boyunca, başta felsefe olmak üzere, pek çok disiplinin
tartışmalarına konu olmuştur. Öyle ki, bu alandaki kırılma noktalarının düşünce
tarihindeki kırılma noktaları ile örtüştüğünü söylemek mümkündür. Her bir dönemde,
farklı kavramların rehberliğinde açıklanan bu kavramı dolayısıyla günümüzde, bugüne
ait kavramlar ile yeniden tanımlamak gereklidir. Ne var ki, günümüzün gelip
geçiciliğinin kavramlara yansıyan kayganlığı, mekana ilişkin söylemleri her zaman
olduğundan çok daha çeşitli kılmakta ve bu çeşitlilik kaçınılmaz olarak mekan
tartışmalarını hiç olmadığı kadar zenginleştirmektedir. Bu karmaşa ortamında,
ortaklıkları ve karşıtlıkları ortaya koymak adına, kimi gruplamalar yapmak, kavramın
dinamiklerini irdeleme yolunda uygun bir yöntem gibi görünmektedir. Böylelikle,
kavramın sahip olduğu ve belki henüz ortaya konmamış kimi potansiyelleri keşfetmek
mümkün olabilecek, bu durum da kavramın içerdiği anlamlara katkıda bulunacaktır.
Günümüzde mekan kavramını ifade ederken kullanılan dil çok boyutludur, çeşitlidir ve
her bir dilde mekan, o dilin kendi kabulleri üzerinde anlatılır hale gelmiştir. Bu
bağlamda, geleneksel anlatılardan başlayarak, günümüze uzanan süreçte, düşünce
dünyasında meydana gelen bu değişimlere paralel olarak gerçekleşen sayısız mekan
anlayışından bahsetmek mümkündür. Buradan hareketle, çalışmada mekan kavramı iki
ana başlıkta ele alınmıştır. İlkinde, mekan yaklaşımları ‘Kabul: Ana Akım Mimarlık’ ve
‘İtiraz: Muhalif Mimarlık’ olmak üzere, karşıt iki ana başlık altında irdelenmiştir. Burada
güdülen amaç, karşılaştırmalar yapılarak kimi belirsizliklerin vurgulanması, kimilerinin ise tanımlanmasına katkıda bulunulmasıdır. İkinci bölümde ise, karşılaştırmalardan
elden edilen verilere dayalı tespitler yapılmış ve çalışmanın sonuç bölümünde, iki karşıt
yaklaşıma ortak hareket özgürlüğü tanıyacak bir zemin önerisi ortaya konmaya
çalışılmıştır.
Bu çalışmada, araştırma sürecinde karşılaşılan durumlara ilişkin özgün yöntemler
üretilmeye çalışılmıştır. Her yaklaşıma ilişkin tablolar oluşturulmuş ve söz konusu
tablolar, yöntemin temel bileşenlerinden biri olarak önerilmiş ve aslında çalışmanın
kurgusuna dinamik bir katkıda bulunmuştur. Tablolar oluşturup bir sonraki adıma
aktarmak, bu çalışmada karşılaştırmalar yapmayı daha somut bir eylem haline getirmiş
ve bilginin, çalışmanın başından sonuna süzülerek ulaşmasını sağlamıştır. Mekan
kavrayışına ilişkin yaklaşımları karşılaştırmalı okumayı hedeflemiş bu çalışmanın
sonuçlarının günümüzden geçen kesite dair bir öneri niteliği taşıdığı belirtilmelidir.
Kuşkusuz söz konusu zemin, mekanın dönüşümüyle birlikte gelişmeye, değişmeye açık
olacaktır.