Abstract:
Kamu Özel Sektör İşbirliği (KÖSİ), kamusal kaynakların yetersiz kaldığı yatırımlara gerekli fizibiliteyi sağlaması ve özel sektöre önemli bir iş hacmi yaratması nedeniyle kamu ve özel sektör için avantajlı bir model haline gelmiştir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek için gerekli finansman ihtiyacı, son yıllarda kullanımı yaygınlaşan KÖSİ’ye olan ilgiyi daha da arttırmaktadır. Genel anlamda KÖSİ “bir sözleşmeye dayalı olarak, yatırım ve hizmetlerin, projeye yönelik maliyet, risk ve getirilerinin kamu ve özel sektör arasında paylaşılması yoluyla gerçekleştirilmesini” ifade eden bir üst kavram olmaktadır. Ülkeler ise ihtiyaçlarına göre bu şemsiye kavram altında bulunan yap-işlet-devret, yap-kirala-devret, tasarla-yap-işlet, yap-devret-işlet vb. çeşitli kamu özel sektör işbirliği modellerini uygulamaktadırlar. Gelişmekte olan bir ülke olarak ülkemizde mevcut altyapının iyileştirilmesinin yanında ilave altyapı yatırımlarının hayata geçirilmesi yönündeki artan ihtiyaç, artan nüfus ve şehirleşme, gelişen ekonomik ve ticari faaliyetler altyapı yatırımlarına olan ihtiyacı beraberinde getirmektedir. Artan altyapı ihtiyaçları ve ekonomik büyüme hedefleri de birlikte ele alındığında ülkemizde en fazla tercih edilen ve KÖSİ modelinin bir türü olan Yap-İşlet-Devret (YİD) projeleri, inşaat sektörünün sürdürülebilir performansının sağlanması açısından uzmanlar tarafından önemli bir potansiyel olarak gösterilmektedir. İnşaat sektördeki her bir proje için risk yönetimi oldukça önemli iken, YİD ile gerçekleştirilecek projelerde bu önem daha da fazla öne çıkmaktadır. Çünkü YİD tipi projeler; kamu ile özel sektör arasında sermaye yoğun projelerin tasarımı, inşası ve işletmesi için ilgili risklerin uygun bir şekilde dağıtıldığı uzun vadeli bir sözleşme şeklinde gerçekleştirilen bir anlaşmadır. Görüldüğü üzere YİD modeli yapısı nedeniyle etkin bir risk yönetimi gerektiren modellerdir. Bu çerçevede literatürde de risk konusu YİD ile ilgili en önemli araştırma başlıklarından birisi olarak karşımıza çıkmasına rağmen, Türkiye özelinde bu konuda gerçekleştirilen çalışmalarının sayısının oldukça az olduğu görülmüştür. Bu çerçevede gerçekleştirilen çalışma, özellikle Türk inşaat sektörüne odaklanarak Türkiye’deki YİD modeli ile gerçekleştirilen projelerde risklerin belirlemesi ve değerlendirmesi hedefleriyle literatürdeki önemli bir boşluğu dolduracaktır. Bu bağlamda çalışma kapsamında öncelikli olarak, YİD tipi ulaştırma projelerine etki eden toplam 99 adet risk faktörü literatür taraması ve odak grup görüşmeleriyle belirlenmiş ve bu riskler 12 ana risk grubu altında sınıflandırılmıştır. Sonrasında ise, Bulanık Analitik Hiyerarşi Süreci (BAHS) yöntemi kullanılarak her riske ait önem derecesi ortaya konulmuştur. BAHS analiz sonuçlarına göre; YİD tipi ulaştırma projeleri açısından en önemli risk grupları sırasıyla finansal riskler, sözleşme riskleri ile organizasyon ve koordinasyon riskleri olarak bulunmuştur.
YİD tipi projelerde kamu ve özel sektörün görev ve sorumlulukları ile risk tahsis kararları, taraflar arasında yapılan sözleşme ile belirlenmektedir. YİD altyapı projelerinin performansı ise bu çerçevede kamu ile özel sektör arasında benimsenen risk dağılımı stratejilerinin verimliliği ile taraflar arasındaki risklerin sözleşmelerde nasıl dengelendiği hususuna bağlıdır. Bu nedenle tarafların sorumlulukları ile ilintili olarak ortaya çıkan risklerin tahsis kararları ve bu kararların uzun vadeli etkileri de göz önüne alındığında, ilgili riskler kamu ve özel sektör arasında riski daha iyi yönetebilecek tarafa sözleşme ile atanmalıdır. Bu çerçevede çalışma kapsamında YİD tipi ulaştırma projelerine etki edecek olası risklerin kamu veya özel sektör arasında kimin tarafından yönetilmesi gerektiğini Çok Aracılı Sistem (ÇAS) ile belirleyen bir risk paylaşım modeli oluşturulmuştur. Modelin inşaat firmaları için olası katkıları; YİD tipi ulaştırma projelerinde sözleşme başarısının sağlanması, YİD tipi ulaştırma projesinin gerçekleştirildiği ülkenin ya da projenin içerdiği riskler özelinde kamu ve özel sektör paydaşlarının bilinçlenmesi ve olası risk unsurlarının yaratacakları süre, maliyet ve uyuşmazlık gibi etkiler bakımından değerlendirilerek uygun risk dağılımı stratejilerinin belirlenmesidir. YİD tipi ulaştırma projelerinde risk tahsis kararlarının verilmesi için oluşturulan risk paylaşım modeli, Türk inşaat sektöründe YİD tipi ulaştırma projelerini yürüten firmaların proje ve firma başarılarını arttırmak için dikkat etmeleri gereken riskleri ortaya koyarak firmaların stratejik performans yönetimleri için bir veri oluşturacağı gibi, kamu için de doğru bir risk dağılımı gerçekleştirmek için bir kılavuz olarak kullanılabilecektir. Bu modelin bir diğer önemli faydası ise; YİD tipi ulaştırma projelerine etki eden olası risk faktörleri ile etki seviyelerinin sektör profesyonelleri tarafından erken bir aşamada tanınmasına ve etkili bir şekilde yönetilmesine yardımcı bir araç olarak kullanılabilecek olmasıdır.