Özet:
Mekansal organizasyon şemalarını, ilk mevlevihane olan Konya Mevlâna Dergâhı'ndan alan ve gelişimlerini dönemlerinin siyasi, askeri, iktisadi ve sosyo-kültürel olaylarından etkilenerek tamamlayan mevlevîhâneler; yedi asır süren varoluşları sırasında Balkanlardan Kuzey Afrika'ya kadar hüküm süren Osmanlı Devleti sınırları içinde yüzün üzerinde yapı ile faaliyetlerde bulunmuşlardır. İslam Dünyası'nda XIII. asırdan beri varlığını sürdürmüş bir yapı tipi olan mevlevîhânelerin Osmanlı'nın payitahtı İstanbul'daki serüveni ise Fatih Sultan Mehmed'in şehri feth etmesinden hemen sonra Hristos Akataleptos Kilisesi'ni Kalendehane Camii ve bir kısmını da Kalenderhane Mevlevîhânesi'ne dönüştürmesiyle başlamıştır. Kalenderhane Mevlevîhânesi'ni, Fatih / İstanbul (Abid Çelebi Tekkesi) Mevlevîhânesi, Galata Mevlevîhânesi, Yenikapı Mevlevîhânesi, Beşiktaş Mevlevîhânesi, Kasımpaşa Mevlevîhânesi, Üsküdar Mevlevîhânesi ve Beşiktaş Mevlevîhânesi'nin devamı niteliğinde olan Maçka / Bahariye Mevlevîhâneleri takip etmiştir. Medeniyetimize ait eserlerin korunması ve kültürel miras olarak yaşatılması ile özgün mimarimizin gelecek nesillere aktarılabilmesi önemli bir konudur. Tarihsel süreçte işlevlerini kaybettikleri için büyük bir kısmı yok olan mevlevîhâneler de kültür mirasımızın önemli bir parçasıdır. Bu nedenle bu çalışmada Osmanlı Devleti'nin payitahtı olan İstanbul sınırları içinde hizmet vermiş olan mevlevîhânelerinin mimari düzenleri ile kaybolan tarihin önemli bir örneği olan Beşiktaş Mevlevihânesi'nin yapıları ve konumu ortaya çıkarılarak tanımlanmaya çalışılmıştır. Mevlevîhâne yapılarının mimari özellikleri arşiv belgeleri referans alınarak değerlendirilmiş ve dönemlerinin siyasi, askeri, iktisadi ve sosyo-kültürel özelliklerinin mekânsal gelişimlerindeki etkileri araştırılmıştır. Giriş bölümünde, konu ile ilgili kaynaklar (literatür özeti), çalışmanın amacı ve kapsamı hakkında bilgi verilmiş, hipotez ifade edilmiş ve ''Mevlevîlik Tarikatı'' genel olarak tanıtılmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde Mevlâna Celâleddin Rumi'nin hayatı, Mevlevîlik Tarikatı'nın Mevlâna'nın vefatının ardından kurulup kısa sürede tüm Osmanlı topraklarına yayılması ve tarikat yapıları olan mevlevîhâneler hakkında geniş bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde mevlevîliğin İstanbul'a gelişi ve burada hizmet vermeye başlamasıyla başta padişahlar olmak üzere, üst düzey yöneticiler tarafından benimsenmesinden kısaca bahsedildikten sonra ''İstanbul Mevlevîhâneleri Kataloğu'' hazırlanmış ve payitahttaki mevlevîhânelerin mimari düzenlerine ilişkin bilgiler aktarılmıştır. Dördüncü bölümde günümüze ulaşamamış olan Beşiktaş Mevlevîhânesi incelenmiş, dergâhın konumu ve yapıları elde edilen bilgi ve belgeler yorumlanarak ortaya çıkarılmıştır. ''Değerlendirme ve Sonuç'' bölümünde ise çalışmada incelenen tüm mevlevîhâneler ile ilgili yapılan tespitler ve toplanan veriler değerlendirilerek, mimari mirasımızın bir parçası olan ve güzümüzde yapısı ayakta olmayan Beşiktaş Mevlevîhânesi'nin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için özgün yapısı ve konumu ile ilgili bilinmeyenler üzerinde durulmuştur.