Abstract:
Mimari tasarımda ‘katılım’, geniş bir kavramsal çerçeve içinde değerlendirilip, genelde olumlanan, nadiren eleştirilen bir konu başlığını oluşturmaktadır. Tezin metni kapsamında katılımın, karar alma süreçlerinde demokratik ve şeffaf bir politik açılım getirmek yerine, gücü elinde tutan tarafından meşrulaştırma aracı olarak nasıl kullanabileceği tartışılmaktadır. Kanter (1977, 1993), toplumbilim araştırmalarına iş yerlerinde konu olan katılımın bir meşrulaştırma aracı haline getirilişini ‘token’ kavramı ile açıklamaktadır. ‘token’ kavramı metnin içerisinde açıklandığı şekilde yanıltıcı simge değer ve bir yöntem olarak ‘tokenizm’ ise sözde katılımcılık olarak tanımlanmıştır. Kanter, “yapısal güçlendirme teorisinde” bu yanıltıcı simge değerlerin güçlendirmesi için bilgi, kaynak ve desteğe erişim şartlarını ortaya koymaktadır.
Tokenizm (sözde katılımcılık), sadece toplumbilim alanı ile sınırlı kalmamış, mimari projelerde de gözlemlenmiştir. Mimari alanında çeşitli aktörler ve çıkarların işbirliği, aktörler arası çatışma ve uyuşmazlıklara yol açarak, gerçek katılımın sağlanmasını zorlamaktadır. Tez metninde, bu uyuşmazlıkları bertaraf etmek ve tokenizmden radikal katılıma geçişi sağlamak için, tarafsız arabulucu aktörün/aktörlerin katılım sürecine dahil olmaları önerilmektedir. Katılımın türlerini “sözde ve radikal” olarak mimari projelerde ortaya koymak adına, Sulukule Kentsel Dönüşüm ve Yenileme projesi tokenizm örneği olarak, Beyköy Umut Evleri projesi radikal katılımcı proje olarak ve Beriköy Evleri de
kısmi katılımcı örnek olarak ele alınmıştır. Kanter’in toplumbilim alanındaki tokenizm yöntemi, mimari alanında Arnstein’in katılım tipoloji merdivenindeki (1969) tokenizm basamaklarında karşılık bulmaktadır. Ayrıca tokenizm ve radikal katılımın özelliklerini tanımak adına Lefebvre’nin mekan kodları ve vatandaşların katılımı (1974) söylemine de başvurulmuştur. Adı geçen kuramcıların katılım söylemleri incelenerek; muktedir, yanıltıcı simge değer (token) ve kullanıcı katılımı gibi kavramların mimari projelerdeki somut sonuçları irdelenmiş ve buradan hareketle sözde katılımcı (tokenizm) ile radikal katılımcı vakaların genel özellikleri neler olduğu metnin içeriğinde ortaya konmaya çalışılmıştır. Örneklerin değerlendirilmesi sonucunda, arabulucu aktörün/aktörlerin radikal katılıma geçiş konusundaki rolleri üzerinden bir katılım yöntemi önerilmektedir.