Özet:
Neolitik, insan uygarlığının pek çok açıdan dönüşüm geçirdiği önemli bir kültür dönemini kapsamaktadır. Literatürde, neolitik dönem araştırmalarının büyük kısmı tarım üzerinden yürütülmüştür. Uygarlığın böylesine önemli bir dönemi; sosyoloji, antropoloji, folklor, sanat tarihi ve mimarlık gibi diğer disiplinler tarafından da derinlemesine incelenmelidir. Mimarlık üzerinden yapılacak bir araştırma için Neolitik dönem kültür dönemi; “tarım”, “seramik” ve çalışmanın odağı olarak “mimarlık” gibi unsurlara ayrılabilir. Tarım, gezegenin pek çok noktasında birbirinden bağımsız olarak başlamıştır. Anadolu’nun da içinde bulunduğu Yakındoğu; bu bölgelerden en eskiye tarihleneni, en geniş kültürel etkiye sahip olanı ve en sistematik incelenenidir. Seramik ise; literatürde herhangi bir teknolojik icat olarak değil, tarımsal üretimin sembolü bir gereç olarak değerlendirilmektedir. Öyle ki; Yakındoğu Neolitiği, bu gereç üzerinden “Seramiksiz Neolitik” ve “Seramikli Neolitik” olarak iki kısma ayrılarak incelenmektedir. Mimarlığa gelindiğinde ise; Neolitik Yakındoğu’da iki tip yapının varlığı gözlemlenmektedir. Bunlar, “konut” ve “kamusal” kimlikteki yapılardır. Neolitik dönemin başında dairesel plan tipinde olan konutlar, süreç içerisinde dikdörtgen plan tipine dönüşmüştür. Kamusal yapılar ise çok daha büyük ölçektedir, özel malzeme ve yapım tekniği ile üretilmiştir ve yoğun bezeme unsurları ile donatılmıştır.
Anadolu Neolitiği, literatürde “Güneydoğu Anadolu” ve “Orta Anadolu” olmak üzere iki çekirdek bölge üzerinden incelenmektedir. Bunlardan Güneydoğu Anadolu, Yakındoğu’nun geleneksel çekirdek bölgesi sayılan Bereketli Hilal ile büyük benzerlikler
gösterir iken; Orta Anadolu tümüyle özgün bir gelişim göstermiş, özellikle de mimaride çok farklı bir yapı tipi üretimine gitmiştir. Anadolu’daki Neolitik buluntu yerlerinden araştırma çapı ve literatüre katkı açılarından öne çıkanları; Güneydoğu Anadolu’dan Göbeklitepe ve Çayönü, Orta Anadolu’dan da Aşıklıhöyük ve Çatalhöyük’tür. Bunlardan Göbeklitepe anıtsal mimari için bilinen en eski örnek olması ve Neolitik kültürü için bilinenlerin tersine donatılar sunması ile, Çayönü konut plan tipinin değişimine yönelik tüm aşamaları gösterir katmanlar bulundurması ile, Aşıklıhöyük Orta Anadolu’ya özgün petek doku mimarisinin biçim ve katmanlar arası yoğun yapısal devamlılık açılarından bilinen en eski örneği olması ile, Çatalhöyük ise tüm kurulumu ile bir Neolitik tarımcı köyden çok devasa bir ön kent örneği olması ile öne çıkmaktadır.
Öne çıkan Neolitik Anadolu buluntu yerleri için yapılan araştırmalar içerisinde restitüsyonlar dikkat çekicidir. Kısaca bir yapının geçmiş bir dönemdeki durumunu eldeki verilerden hareketle mimari ifade teknikleri olan çizim, maket ya da bilgisayar modeli ile anlatımı olarak tanımlanabilecek restitüsyonlardan bu buluntu yerleri için de fazlaca üretilmiştir. Ancak bunların büyük bir kısmı, restitüsyonun tanımında geçtiği üzere eldeki bilimsel verilerden faydalanıyor görülmemektedir. Dolayısıyla; daha çok kişisel tahminler kullanılarak hazırlandıkları anlaşılan bu restitüsyonlar, ilgili bilimsel veriler ışığında eleştirilmelidir. Ayrıca, bu bilimsel verilerden faydalanılarak, gerçeğe daha yakın restitüsyonlar hazırlanmalıdır.
Bu amaçla çalışmanın birinci bölümünde; literatür özeti ile tezin amacı ve hipotezi verilmiştir. İkinci bölümde de Neolitik dönemin tarım, seramik ve mimarlık üzerinden incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise, Anadolu’da öne çıkan Neolitik buluntu yerleri saptanmış ve mimari verileri incelenmiştir. Dördüncü bölümde söz konusu buluntu yerleri için hazırlanmış restitüsyonlar, kazı raporları başta olmak üzere bilimsel veriler üzerinden eleştirilmiş; beşinci ve son bölümde de bilimsel verilere en uygun restitüsyonlar çizilerek önerilmiştir.