Özet:
Yapma çevre içerisinde kullanıcı birçok farklı güvenlik sorunu ile karşı karşıya
kalmaktadır. Bu olumsuzlukların oluşmasının temel nedeni; kentsel tasarımın
önemsenmemesi ve yapıların tasarımında geleneksel tasarım yönteminin kullanılmasıdır.
Bu yöntemin kullanıldığı, kullanıcı güvenliğin önemsenmediği, tasarımcıların ve
denetleyicilerin güvenlik konusunda bilgi, tecrübe ve bilinç düzeyinin düşük olduğu
durumlarda kullanıcı hem büyük hem de küçük ölçekli risklerle karşılaşmakta, bu
olasılığın gerçekleşmesi durumunda kullanıcının sağlığı olumsuz etkilemekte, can ve mal
kayıplarına neden olmaktadır. Yapıların güvenli bir biçimde tasarlanabilmesi için yeni bir
tasarım yaklaşımına gereksinim vardır. Bu yaklaşım, tasarım öncesi süreçte kullanıcının
yapı ve yakın çevresinde karşılaşabileceği riskleri tanımlayan ve tasarımı var olan verilere
ek olarak risklere yönelik de çözümler geliştiren bir yöntem önerisi olması güvenlik
sorunlarının çözümüne önemli katkılar sunacağı ve ortadan kaldırılamadığı durumlarda
ise düşük düzeylere indirgeyeceği düşünülmektedir. Bu amaçla çalışma kapsamında
kullanıcı riskleri ve güvenli yapı tasarımı konusunda araştırmalar yapılmış ve model
önerisinde bulunmuştur.
Çalışmanın birinci bölümünde çalışmanın sorunu, amacı, sınırlılığı ve hipotezi
ortaya konulmuştur.
İkinci bölümde bir gereksinim olarak güvenlik kavramı, güvenli yapı tasarımın
tanımı, ölçütleri ve uluslararası yöntemler incelenmiştir.
Üçüncü bölümde modele önemli katkılar sağlayacak olan risk yönetimi sistematiği
altında risk tanımlama, risk analizi, risk değerlendirme ve AAS – AHS karar verme
yöntemleri irdelenmiştir.
Dördüncü bölümde yapı ve yapı yakın çevresinde kullanıcı güvenliğini olumsuz
etkileyen yapı tasarımında güvenlik riskleri ve türleri sınıflandırılmıştır.
Beşinci bölümde kullanıcı güvenliğini olumsuz bir biçimde etkileyen güvenlik
risklerinin çözümü için risk analizini temel alan tasarım yöntemi önerisi
geliştirilmiştir.
Altıncı bölümde önerilen modelin tasarım kabulü ile ilkokul yapısı merdiveninde
denemesi yapılmıştır.
Yedinci bölümde ise sonuçlar değerlendirilmiş ve gerekli öneriler
oluşturulmuştur.
Bu bağlamda çalışmanın Türkiye’de ve diğer ülkelerde yapı tasarımı konusuna önemli
katkılar sağlayacağı, bu yöntemle tasarlanmış yapma çevrelerde kullanıcıya özellikle
güvenli bir yaşam çevresi sunulabileceği ve diğer gereksinimler kapsamında yanıtlar
verilebileceği düşünülmektedir.