Abstract:
Zaman içerisinde değişerek ve dönüşerek varlıklarını sürdüren kentler, değişimin getirdiği yeniliklerin yanında aynı zamanda geçmişin izlerini de taşıyarak biçimlenmektedir. Kentlerin bu izler bağlamında değerlendirilmesi, kentsel dokuların anlaşılması ve kentsel sürekliliğin sağlanabilmesi açısından gereklidir. Bu bakış açısıyla gerçekleştirilen çalışma,20. yüzyılın başlarında Gaziantep kent dokusunda yaşanan değişimi, bu değişime yön veren planlama çalışmaları ve geçmişten bugüne süregelen izler bağlamında ele almayı ve karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Planlama kapsamında alınan kararların kentin değişim sürecini tek başına yönlendiremeyeceği, süregelen kentsel ve mimari değerlerin, süreci önemli ölçüde etkileyeceği düşüncesi, çalışmanın bu değerler üzerine odaklanmasını gerekli kılmıştır. Bu doğrultuda kentin değişim süreci, geçmişten gelen değerler bağlamında irdelenerek, geleneksel ve modern kent dokuları arasındaki ilişki çözümlenmeye çalışılmıştır.
Dönemin Türkiye'sinin modernizm ideolojisinden bağımsız değerlendirilemeyeceği düşüncesiyle, çalışmada öncelikli olarak modernizm kavramı ve ardındaki düşünsel altyapı ortaya konulmuştur. Bu kapsamda modernizm ve süreklilik kavramları arasındaki ilişkiye değinilerek, modernizmin Türkiye mimarlığı ve kent tasarımı üzerindeki etkisi sorgulanmıştır. Kentsel ölçekte alınan kararların parça-bütün ilişkisi oluşturarak mimarinin tüm ölçeklerine yansıdığı düşüncesi, yaşanan değişimin planlama çalışmaları ışığında değerlendirilmesini gerektirmiştir. Yapılan değerlendirmede, planlama çalışmalarına yön veren yasal düzenlemelere ve süreçte rol oynayan aktörlerin tasarım
anlayışlarına yer verilerek, kentsel değişimin ardında yatan düşünsel altyapı ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Bilindiği gibi Türkiye'de kapsamlı planlama çalışmaları Ankara'nın imarıyla birlikte başlamış ve bu doğrultuda kentlerin mimari biçimlenişi değişmiştir. Ancak tüm Anadolu kentlerinin bu değişimi eş zamanlı olarak yaşadığını söylemek güçtür. Bu süreç Gaziantep kenti için 1938 yılında Hermann Jansen tarafından hazırlanan ilk kent planı ile başlamış, plan kapsamında alınan kararlar 1950 Kemal Ahmet Ȃru-Kemali Söylemezoğlu Planı'nda da sürdürülmüştür. Dolayısıyla kent dokusunda önemli değişimlerin yaşandığı bu kırılma noktası, modernizm ideolojisi ile benimsenen yeni kentsel ve mimari anlayışın izlerini sürmek, geleneksel kent dokusundan modern kent dokusuna geçiş evresindeki farklılıkları ve aynı zamanda süreklilikleri ortaya koyabilmek açısından irdelenmiştir.
Çalışmada, kent kurgusunun oluşumunda rol oynayan kentsel ulaşım sistemi, yeşil alan kurgusu, konut alanları ve konut mekân organizasyonları, ticaret ve yönetim alanları gibi bileşenler üzerinden kartografik yöntem kullanılarak yapılan değerlendirmeler süreklilik kavramının kentsel ve mimari boyutta tartışılmasını mümkün kılmıştır. Bu bileşenlerin kentin planlama öncesindeki ve sonrasındaki durumlarının karşılaştırılması ile kentsel ve mimari sürekliliklerin varlığı sorgulanmıştır