Özet:
Yunan bağımsızlık hareketleri ( 1 82 1 - 1 829 ) Nisan 1 826 yılında Sen Petersburg Protokolünün imzalanmasıyla uluslararası bir boyut kazanmıştır. Osmanlı Devletinin Yunan Devletinin bağımsızlığım kabul edişi ise 24 Nisan 1830 tarihidir. Yunanistan Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını kazanmasından sonra "Megali idea" şeklinde ifade edilen ve özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nu içine alan yayılma politikasını izlemeye başlamıştır. Bu emperyalist politikayla oldukça da başarılı olmuş ve sınırlarını genişletmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun çöküş devresi I. Dünya Savaşının yıkımlarıyla tamamlanmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur. Osmanlı Devletinin yıkılması ve Türk Devletinin kurulması ile Yunan Devleti yayılma hedeflerini Osmanlı Devleti yerine Türk Devletine çevirmiştir. Türk Devleti ise son Osmanlı Meclis'i Mebusanı'nda kabul edilen Misak-ı Milli sınırlarını kabul etmiş ve mücadelesini bu yönde sürdürmüştür. Bu karşıt politikalar ise doğal olarak problemleri de yanında getirmiştir. Netice olarak Türk devleti I. Dünya savaşının galipleri arasında olan İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan'la olan kurtuluş savaşı mücadelesini başarıyla tamamlamıştır. Bu başarısını Lozan barış konferansıyla Dünyaya tasdik ettirmiştir. Bu tasdikin içerisinde Yunanistan da yer almıştır. Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığını kazanmasına müteakip kurucusu M.Kemal Atatürk'ün izinde "Yurtta sulh cihanda sulh" ilkesini temel hedef alarak kendi iç meselelerinin halline ve uluslararası ilişkilerinde de barışçı ve hakkaniyet içerisinde mücadelesine devam etmiştir. Bu mücadele yıllan Yunan devletinde Venizelos ve Türk devletinde ise M. Kemal Atatürk tarafından bir fırsat olarak değerlendirilmiş ve M devletin yakınlaşması sağlanmıştır. Bu yakınlaşmayla, diğer devletlerin müdahaleleriyle bile çözülemeyen ve büyük bir sorun olan Nüfus Mübadelesi çözüme kavuşmuştur. Bunun yanında devrin Yunan devlet başkam Venizelos, Türk devlet başkam M. Kemal Atatürk'ü Nobel barış ödülüne aday göstermiştir. 1939 yılma gelindiğinde ise H. Dünya Savaşı patlak vermiştir. Bundan itibaren ise ise konumuzun asıl ağırlık noktasını teşkil eden II. Dünya Savaşı yıllarındaki insani yardımları karşımıza çıkarmaktadır. Bu insani yardımlar VTyiyecek, giyecek, ilaç ve uluslararası platformlardaki yardımlarla gerçekleştirilmiştir. Hedefimiz bu yardımları olabildiğince sayısal verilere dökerek konunun elimizden geldiğince aydınlatılmasıdır.