dc.contributor.advisor |
Y. Doç. Dr. Özden Zeynep Oktav |
|
dc.contributor.author |
Kara, Arif Emre
|
|
dc.date.accessioned |
2018-07-17T10:40:43Z |
|
dc.date.available |
2018-07-17T10:40:43Z |
|
dc.date.issued |
2003 |
|
dc.identifier.uri |
http://localhost:6060/xmlui/handle/1/250 |
|
dc.description |
Tez (Yüksek Lisans) - Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003 |
|
dc.description.abstract |
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa' daki tüm siyasi, askeri ve ekonomik dengeler bozulmuştur. Bu aşamada ortaya çıkan siyasi ve ekonomik çıkar çatışmaları, bir sonraki dünya savaşının habercisi olmuştur. Bu durumdan endişe duyan devletler tarafından Milletler Cemiyeti kurulmuş ve silahsızlanma için uluslararası konferanslar düzenlenerek devletlerin gemi ve silah üretimlerine sınırlamalar getirilmiştir. Avrupa'da yaşanan bu silahsızlanma politikalarına rağmen Türk Donanması Atatürk döneminde kurulmuş ve temel gelişimini tamamlamıştır. 1924 yılında Atatürk'ün Hamidiye gemisi ile yaptığı gezi sonrasında verdiği direktifler ve uğraşılar ile Türkiye Cumhuriyeti deniz tarihi açısından önemli olan Deniz Bakanlığı kurulmuştur. Deniz Bakanlığı 1928 yılına kadar varlığım sürdürmüş, Yavuz-Havuz davasından sonra kaldırılarak yerine Deniz Müsteşarlığı getirilmiştir. Müsteşarlık döneminde donanma teknik, lojistik, personel ve organizasyon yapısındaki temel gelişimini tamamlamıştır. Cumhuriyetin ilan edilmesinden İkinci Dünya Savaşı'na kadar geçen dönemde Türk Hükümeti, birkaç parça yaşlı savaş gemisi ile kurulan donanmaya modern savaş gemileri almış ve mevcut eski gemileri onarmıştır. Donanma personelinin eğitim seviyeleri artırılmış, tersaneler faal hale getirilmiş, yeni üsler ve filolar kurulmuştur. Bu süreç sonunda Türkiye, Karadeniz, Ege ve Akdeniz'de Türk karasularındaki çıkarlarını koruyabilecek ve denizlerden gelebilecek tehlikeleri önleyebilecek duruma gelmiştir. Türk Hükümeti, diplomatik görüşmelerde donanmayı kullanarak yeni rejimin modern ve güçlü yüzünü yabancı devletlere göstermiştir. Bu diplomatik görüşmeler neticesinde; Balkan Antantı'nın temelini oluşturan Balkan Devletleri ile ilişkilerin kurulması, Yunanistan ve İngiltere ile yakınlaşmalar gibi siyasi sonuçlar elde edilmiştir. 1936 yılında Montreux S özleşmesi 'nin imzalanması ile Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının kontrolü tamamen Türkiye'ye bırakılmıştır. Bu Boğazların savunulması için ihtiyaç duyulan deniz gücü sayesinde donanmanın teşkilat yapısı büyütülmüş ve savunmadaki işlevi artmıştır. |
|
dc.subject |
20 yy başlarında Osmanlı donanmasının yeri ve önemi ile bu dönemdeki uluslararası gelişmeler paralelinde Türk donanmasının kurulması |
|
dc.subject |
2. dünya savaşı arasındaki dönemde uluslar arası gelişmeler ve Türk donanmasının örgütlenmesi |
|
dc.title |
İkinci Dünya Savaşı'na kadar Türk Donanması ve donanmanın dış politikadaki yeri |
|
dc.type |
Tez |
|