Özet:
Elinizdeki çalışma günümüzün en önemli toplumsal muhalefet hareketlerinden biri olan küreselleşme karşıtı hareketin doğasım ve dinamiklerini tanımlamaya ve bu hareketi analiz etmeye çalışmaktadır. Küreselleşme karşıtı hareket bir sosyal hareket olarak ele alınmıştır. Çalışma hareketin ortaya çıktığı 1990'lann sonlarından, tezin yazılma tarihi olan 2004 yılının basma kadar geçen süreyi kapsamaktadır. Çalışmada kullanılan bilgi ve veriler temel olarak mevcut literatür ve küreselleşme karşıtı hareketin içinde yer alan örgütlerin web sayfalarına dayanmaktadır. Tezin iki temel sorusu vardır. Birincisi, küreselleşme karşıtı hareket nasıl tanımlanabilir ve ikincisi bu hareket kuramsal açıdan nasıl açıklanabilir? Küreselleşme karşıtı hareketi tanımlayabilmek için, hareketin nasıl ortaya çıktığı ve geliştiği, nesnel dinamiklerinin neler olduğu, hangi toplumsal aktörleri barındırdığı ve ne tür taleplerin ileri sürüldüğü, politik perspektiflerin ve önerilen alternatiflerin neler olduğu, sosyal tabanının kimlerden oluştuğu ve son olarak da nasıl örgütlendikleri araştırılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda küreselleşme karşıtı hareketin kendisinden önceki sosyal hareketlerden belirgin farklılıklar taşıdığı görülmüştür. Küreselleşme karşıtı hareket çok sayıda hareketin, örgütün ve çeşitli aktörlerin bir araya gelmesi ile oluşan heterojen bir harekettir. Bu heterojenlik tabandan, politik perspektiflere kadar bütün düzeylerde çeşitliliği beraberinde getirir. Ancak küreselleşme karşıtı hareket kendisini oluşturan öğelerin toplamına da indirgenemez. Küreselleşme karşıtı hareketi bir sosyal hareket olarak tanımlamamızı sağlayan ortaklık zemini ve bütünleşme dinamikleri de araştırılmıştır. Küreselleşme karşıtı hareketin nesnel dinamiği küreselleşme olgusunun kendisidir ve bu süreçte ortaya çıkan sorunların birbirinden bağımsız olmadığı bilinci farklı aktörler, örgütler, hareketler arasındaki eklemlenmenin temel dinamiğidir. Küreselleşme karşıta hareketin en önemli özelliği küresel bir hareket olmasıdır. Bu özellik en fazla örgütlenme düzeyinde açığa çıkar. Hareketin küresel düzeyde örgütlenmesini internet aracılığı ile kurulan yatay ağlar mümkün kılmıştır. Ağ temelli örgütlenme merkezi ve hiyerarşik olmayan, oldukça gevşek bir yapılanmadır. Bu ağlar sayesinde yerel, ulusal ve ulusüstü mücadeleler hızla birbirine eklemlenmektedir. Küreselleşme olgusu ile birlikte sosyal hareketlerin de ulusal sınırların ötesinde faaliyet rvyürütmesi teorik alanda yeni sorunları ve arayışları beraberinde getirmektedir. Mevcut sosyal hareket teorileri, sosyal hareketleri ulusal bir bağlamda ele almış, dolayısı ile küresel bir hareketin dinamiklerini araştırmakta yetersiz kalmıştır. Son yıllarda ağlara ilişkin olarak geliştirilen teoriler, küreselleşme karşıtı hareketin nasılı araştırmak için potansiyel kaynaklardır. Ancak bu teoriler de küreselleşme karşıtı hareketin yarattığı ağlan tanımlamada henüz yeterli değildir. Küreselleşme karşıtı hareket tam olarak ne "eski" (sımfsal hareketler) sosyal hareket biçimlerine, ne de "yeni" (kültürel hareketler) sosyal hareket biçimlerine benzer. Bu hareket sınıf-özneleri içinde barındırmasına ve çeşitli sınıfsal talepleri öne sürmesine rağmen yalnızca bir sınıf hareketi olmadığı gibi, kültürel talepleri olan grupları içinde bandırmasına rağmen kültürel bir hareket de değildir. Daha çok bu ikisi arasında bir sentez gibidir. Küreselleşme karşıtı hareketin bu özgün özelliği, onu teorik yaklaşımların ele aldığı sosyal hareket biçimlerinden ayırmaktadır. Dolayısıyla mevcut yaklaşımlarla bir bütün olarak küreselleşme karşıtı hareketi açıklamak mümkün görünmemektedir.