dc.description.abstract |
İlk kez 1989 yılında Dünya Bankası'nın Sahraaltı Afrika ile ilgili bir raporunda güncel anlamıyla zikredilen yönetişim, neoliberal dönemde artan bir hızla yaygınlaşmıştır. Terimin ilk elde uyandırdığı birlikte yönetim, çok aktörlülük ve katılımcılık gibi olumlu izlenimler, kavramın kabulünü de aynı süratle kolaylaştırmıştır. Kavramı ortaya atanlar ve kavramın savunucuları da, yönetişimin müzakere, diyalog ve uzlaşı temelinde yeni türden bir yönetsel biçimi ifade ettiğini savunmaktadırlar. Ancak, tanımlanmış aktörler ve öngörülen işleyiş mekanizmasıyla siyasal alanın yeniden düzenlenmesi temelinde bir yaklaşımı ifade eden yönetişimin bu iddiaları, ciddi bir biçimde irdelenmeye muhtaçtır. İşte, bu çalışmada, belli iddialar eşliğinde sunulan yönetişimin, bu iddialarının geçerliliği sorgulanarak, kavramın eleştirel bir gözle anlamaya çalışılması amaçlanmıştır.Yönetişimi anlamak için öncelikle yönetişim kavramının ortaya çıkış süreci ele alınmıştır. Bu amaçla dünya kapitalist sisteminin refah devleti dönemi ve neoliberal dönemine anahatlarıyla değinilmiştir. Ardından yönetişim kavramı; korporatizm, iktisadi alanla siyasal alanın ayrıştırılması, devlet ve demokrasi olmak üzere dört analiz aletiyle değerlendirilmeye çalışılmıştır. Böylece, yönetişimi anlama noktasında deskriptif olmanın ötesinde var olan tartışma alanlarına katkı sunularak ya da yeni tartışma alanları açmaya çalışılarak özgün bir yaklaşım geliştirilmesi hedeflenmiştir.Çalışmamızda varılan sonuçlara göre yönetişim, dünya kapitalist sisteminden azade bir biçimde ele alınamaz. Bir başka deyişle yönetişim ile kapitalist sistem ve neoliberalizm arasında varoluşsal bir bağ bulunmaktadır. Yönetişim, sermaye birikimi sürecinin aksamadan sürdürülebilirliğinin sağlanması amacına uygun bir biçimde, belli türden mistifikasyonlar temelinde ortaya atılmış siyasal bir program adıdır. |
|