dc.description.abstract |
İnsanlar tüm zihinsel ve fiziksel özelliklerinin yanı sıra algı, kişilik, kültür, alışkanlık gibi pek çok özellikleriyle de tamamen birbirinden farklı ve öngörülemez çeşitlilikte olan varlıklardır. Ancak bu çeşitlilik içerisindeki önemli ortak noktalar insanların benzer ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdikleri mekansal arayışlar ve tarihte avcı insandan itibaren bir topluluk halinde yaşama ihtiyaçlarıdır. Söz konusu arayış ve ihtiyaç insanlar arasında bir ortaklaşalığı, birbirini koruma ve düşünme yetilerinin gelişmesini, bunun için de sağlıklı bir iletişim sürecini mutlak kılmakta ve bu noktada ise insanın kamusal özelliği karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu iki ortak özellik kentsel tasarım bilimi kapsamında, bu çalışmanın da irdeleme konusunu oluşturduğu üzere, kamusal alanların düzenlenmesi sorunsalında saklıdır zira insanların birbirleri ve içinde yaşadıkları kentle olan ilişkileri açısından kamusal alanların nitelik ve niceliğinin kalitesi ve yaşanılırlığı önceliklidir. Temel olarak mekansal organizasyon uğraşı ile toplumsal iletişim ve yaşamsal tatmin arasındaki ilişkiyi irdeleyen bu çalışma, konuya kentsel tasarım aracılığı ile yapılabilecek yönlendirmenin kamusal alanların iletişim niteliği üzerinden yola çıkan kullanıcı odaklı bir organizasyon ile insanların birbirlerine ve kente dair farkındalık düzeyini arttırmakla sonuçlanacağını vurgulamaktadır. Kamusal kavramının ilk kez ortaya çıkışının Antik Çağ'da olması dönemin düşünce şeklinin ve mekansal yansımalarının da beraber ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu anlamda Antik Çağ'da hayatın tüm öğelerini anlamak ve anlamlandırmak üzere kurulu dolayısıyla da fikir alışverişinin ve toplumsallaşmanın öne çıktığı bir düşünce ve yaşam biçiminden günümüzde teknoloji aracılığıyla tüm dünyaya hakim olduğu varsayımıyla kendine dönen ve kapitalin eziciliği altında eriyerek bireyselleşen insan profiline geçiş ve genel anlamda bu iki düşünce sistemine temellenen mekansal farklılıklar söz konusudur. Bu nedenle çalışma, kamusal alanların organizasyonundaki farklılıkları kamusal insan ve kentsel iletişim kavramları ile detaylandırılarak geliştirilen yaşanılırlık olgusu kapsamında Antik Çağ'ın kavramsal ve mekansal izlerini bir laboratuvar niteliği ile içerisinde barındıran günümüzdeki Bergama ile Pergamon yerleşmeleri arasında irdeleyerek insan odaklı bir organizasyonun ölçütlerini tariflemek üzere geliştirilmiştir. Çalışma insan-mekan etkileşimi, kamusallık, yaşanılırlık ve mekansal kalite olgularını kapsayan üç temel bölüme temellendirilmiş, Bergama ve Pergamon örneklerinde geliştirilen alan çalışmalarıyla "özellikle kamusal alan organizasyonlarının ait oldukları toplumların düşünce sistemlerinin bir yansıması" olduğu temel bulgusu elde edilerek tamamlanmıştır. |
|