Özet:
Çoğu liman kenti, özellikle son on yılda yük limanı faaliyetlerine alternatif olarak turizm ile ilgili faaliyetleri desteklemiştir. Bu faaliyetlerden biri olan kruvaziyer turizm, dünya turizmi içerisinde, dikkat çekici şekilde hızlı bir talep artış oranına sahiptir. Türkiye'de bulunan limanlar da son yıllarda kruvaziyer turizme hizmet etmeye başlamıştır. Genelde Türkiye, özelde ise İstanbul, doğal, tarihi ve kültürel yapısı ile kruvaziyer turizmi, limanlarına çekebilecek özelliklere sahiptir. Ancak diğer kıyı kentleri ile karşılaştırıldığında bu potansiyellerini yeterince kullanamamaktadır. Küresel sistemin yarattığı rekabet ortamının etkin üyeleri olabilmek için kentler rekabet ve yerel gelişim hedefli çeşitli politikalar geliştirmektedirler. Küreselleşme süreci ve mekan pazarlama uygulamaları her kentte farklı biçimde yaşanmaktadır. Bazı kentler küresel sistemde yer aldığı üst kademelerdeki konumunu güçlendirmeye çalışırken diğer kentler bir üst kademeye çıkma yarışı içerisindedirler. Bu anlamda kruvaziyer turizmi sektörü kentler için çekici bir sektördür. Kruvaziyer turizme bağlı olarak kentsel çevre kalitesinin artması, yerel ekonomiye olan katkısı gibi ekonomik, sosyal ve çevresel yararlarının yanı sıra, çevresel kirlilik, trafik sıkışıklığı gibi sorunlara yol açabilen olumsuzlukları da bulunmaktadır. Günümüzde kruvaziyer turizme hizmet eden yolcu gemileri yolcu kapasitelerinin artmasıyla birer yüzer hotel haline gelmiştir. Bu nedenle kruvaziyerlere hizmet veren limanların kent makroformunda nasıl yer seçtiği, bu limanların ve çevresinin kente nasıl entegre olacağı kent planlamanın çözmesi gereken sorunlardan biridir. İstanbul gerek kıyı kenti kimliğiyle gerekse de turizm kimliğiyle önemli bir kruvaziyer turizm potansiyeline sahiptir. Ancak geçmişte yaşanan gerek Galataport gerekse de Haydarpaşa Limanı ve çevresinin dönüşümüne yönelik süreçler, İstanbul'da kruvaziyer limanın kent makroformunda nerelerde konumlanacağı sorusunu ve kentsel kıyılarda önerilen işlevlerin niteliklerinin ve niceliklerinin sorgulanmasını gündeme getirmiştir. Tez çalışmasında, önemi gittikçe artan kruvaziyer turizm ve kente giriş kapıları olan kruvaziyer limanlar incelenmekte, bu limanların kent içindeki konum ve özellikleri, yerseçim kriterleri, arazi kullanış gereksinimleri, kentsel kıyı mekanına ve kent makroformuna etkileri ortaya konulmaktadır. Kentsel kıyı alanlarında yaşanan değişim sürecinin gerektirdiği kentsel yenileme olgusunun açıklanmasıyla beraber dünyanın birçok kentinde gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmekte olan kruvaziyer limanların konumu, önemleri, kapsamları, büyüklükleri ve işlevlerinin benzer ve farklı yönleri ortaya konulmaktadır. Sonrasında İstanbul'da limanların gelişim süreci araştırılarak ülkemizde de yavaş yavaş beliren dönüşüm olgusunun beraberinde getirdiği İstanbul'da önerilen kruvaziyer limanlar(Galataport ve Haydarpaşaport) için geliştirilen kıyı alanlarındaki öneri dönüşüm projeleri incelenmektedir. İstanbul Metropoliten alanında Zeytinburnu İlçesi sınırları içerisinde Kazlıçeşme'de önerilen Ataport Deniz Turizm Tesisleri ve Kruvaziyer limanı projesi, dünyanın birçok büyük kentinde gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmekte olan kruvaziyer liman projeleriyle karşılaştırılarak benzer ve farklı yönleri ortaya konulmaktadır.