Özet:
Çevre dinamik bir varlık olup, gelişmesine etki eden bütün soyut ve somut değerleri kapsamaktadır. Diğer yandan çevre, insanın onu kültürel ortamına uygun hale getirme isteği ile biçimlendirilmektedir. Tarihsel süreç içinde insanın çevre ile etkileşimi farklı sonuçlar doğurmuştur. Özellikle, sanayileşme ve kentleşmeye bağlı olarak ortaya çıkan yaşam biçimleri, üretim ilişkileri çevreyi olumsuz yönde etkileyerek çevre sorunlarının ortaya çıkmasına kaynaklık etmiştir. Bu sorunların giderek bütün insanlığı etkilemesi sonucunda, ekolojik sorunlara çözüm arayışları başlamış, var olan değerler sistemi sorgulanarak ekolojik sorunlara düşünce ve eylem boyutunda çözüm aranmıştır. Uluslararası alanda yaşanan gelişmelerle birlikte, Türkiye'de çevre sorunlarının gündeme gelmesi ve çevre korunma yaklaşımlarında değişimler yaşandığı görülmektedir. Bu değişimler, toplumun etik ilkelerine, yapılan yasal düzenlemelere, kalkınma planlarına ve hükümet programlarına yansımaktadır. Türkiye de çevre kavramının politika alanına girmesi yeni bir konu olup, çevre sorunları, çevre koruma düşüncesi ve çevre koruma yaklaşımları geçmişten günümüze gelen bir konu olmuştur. Öyle ki, bu durum yapılan yasal düzenlemeler ve etik ilkeler üzerinden izlenebilmektedir. Türkiye de devletin politika alanındaki hedeflerini tanımlayan hükümet programları, çevrenin hangi öğelerinin, hangi dönemlerde politika alanına dâhil edildiğini ve bu çevresel öğeler ile ilgili hangi kararların alındığını göstermektedir. Kalkınma planları, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel alanda gelişme için belirlenen stratejiler ile çevre arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Türkiye de yasal düzenlemelerin kapsam ve içeriği çevre koruma yaklaşımlarında ortaya çıkan değişiklikler konusunda ipucu vermektedir. Türkiye de çevre koruma yaklaşımları çevre sorunlarının etkinliği, uluslar arası alanda çevre konusunun gündeme gelmesi, ekonomik, toplumsal ve politik gelişmeler gibi faktörlerin etkisi ile etik, politik, yasal ve yönetimsel boyutlarda değişimler olmuştur.