Özet:
Türkiye'nin sayılı metropolleri arasında yer alan İstanbul metropolü özellikle son yıllarda çok hızlı bir gelişim süreci yaşamaktadır. Ancak ne yazık ki gelişmenin yönü ve boyutları kontrol edilemediğinden sonuçları açısından gelişmenin sağlıklı olduğunu söylemek mümkün olmamaktadır. Hızla ve kontrolsüz bir biçimde metropole akan nüfus ve beraberinde getirdiği sorunlar metropolü büyük baskılar altında tutmakta özellikle doğal doku büyük tehditler ile karşı karşıya kalmaktadır. Sorunlara çözüm olması beklenen yerel yönetimlerin de bu konuda gerekli duyarlılığı göstermedikleri gözlenmektedir. Özellikle, planlama çalışmalarının ilk aşaması olan mevcuda ilişkin envanterin oluşturulması, veri toplama ve dokümantasyon konusunda yetersiz oldukları gözlenmiştir. Yerel yönetimlerin ilgili birimleri ile yapılan görüşmelerde metropol düzeyinde böyle bir envanter çalışmasının imkansız olduğu yönünde görüşlerle dahi karşılaşılmıştır. Tezin kapsamı içerisinde yer alan yeşil alanlar ile ilgili olarak bütün verilere ulaşıldığını söylemek mümkün olamamaktadır. Ancak yerel yönetimlerden elde edilen veriler önceki dönemlerde gerçekleştirilen çalışmalar ile desteklenerek metropolün yeşil alan sistemine ilişkin bir envanter ortaya konmaya çalışılmıştır Sonuç bölümünde ortaya konan en önemli bulgu, İstanbul metropolünün halihazırda, İmar Kanunu' uda önerilen kişi başına düşen yeşil alan miktarı olan min. 7 m2/kişi standardına ulaşılamadığıdır. Yerel yönetimlerin gerçekleştirdiği çalışmalarda, yeşil alan artış oranının sürekli olarak yükselmesine rağmen kişi başına düşen yeşil alan miktarlarında bir düşüş gözlenmektedir. Bunun en önemli sebebi göçle gelen nüfusun yarattığı baskılardır. Nüfus, barınma vb. temel ihtiyaçları için doğal dokuya olumsuz yaklaşımları yanında metropolün yeşil alana duyduğu ihtiyacı arttırması bakımından da en büyük tehdit olarak ortaya çıkmaktadır. Yerel yönetimlerin özellikle seçim dönemlerinde sergiledikleri bilinçsiz ve çıkarcı yaklaşımları, sorunlara çözüm olmanın ötesinde adeta teşvik edici olmaktadır. Sorunlara çözüm olması beklenen yönetimlerin söz konusu tutumlarının devamı metropol üzerindeki baskıları arttıracaktır. Diğer yandan sağlıklı bir envanter oluşturulmadan ve dokümantasyon yapılmadan gerçekleştirilen planlar da sorunların çözümüne katkısı olmayan, birbirini tamamlamayan popülist çözümler olmaktan öteye geçemeyecektir.