Özet:
Ülkemizde 1950'li yıllarda başlayan kırdan kente göç olgusu zaman içerisinde kentlerde bir takım sorunları da beraberinde getirmiştir. Hızlı kentleşmeyle birlikte kentlerde yeterli arsa sağlanamamış bunun sonucunda da kentlerimiz çarpık, sağlıksız ve düzensiz bir şekilde büyümüştür. Bu kontrolsüz gelişen çevreyi sağlıklı ve düzenli bir yapıya kavuşturma amacı olan planlar ise hızlı kentleşmenin gerisinde kalmıştır. Bu süreçte planlama, ürünün imar planı olan bir fiziki tasarım olarak algılanmıştır. Oysaki planlama, insanın temel gereksinimleri doğrultusunda var olan sorunların çözümünü ortaya koyarak kararlar üretmek ve bu kararlan gerçekleştirecek araçları oluşturmaktır. Uygulama araçlarının görevi ise planların araziye aplikasyonunu sağlama, plana uygun olmayan parselleri uygun hale getirme, kentsel rantların toplumla paylaşılmasını sağlama, spekülasyon ve baskılar gibi plan kararlarını olumsuz etkileyen faktörleri minimum düzeyde tutmaktır. Ülkemizdeki planlama araçlarının ne yönde geliştirilebileceğinin araştırıldığı bu çalışmada öncelikle planlama ve kent planlama kavramları, Türkiye'deki planlama sistematiği ve planların uygulanmasında karşılaşılan sorunlar incelenmiştir. Sonraki aşamada Türkiye'deki uygulama araçları, bu araçların kapsamları, uygulama yöntemleri ve bu araçların uygulanmasında karşılaşılan sorunlar irdelenmiştir. Son olarak ise yurtdışında kullanılan uygulama araçları incelenmiş, bu araçlar ile ülkemizdeki araçlar karşılaştırılmış ve imar planları sonucunda arsa fiyatlarının yoğunluk değerleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır.